BİAT KÜLTÜRÜ

25.05.2016 - 08:58, Güncelleme: 01.12.2021 - 20:21 2883+ kez okundu.
 

BİAT KÜLTÜRÜ

Münihin Sesi köşe yazarlarından Zekeriye Uçar'ın BİAT KÜLTÜRÜ başlıklı yazısına haberin devamından ulaşabilirsiniz.
Artık bunlar koşar adım gidiyor.‘ demişti 90’lı yıllarda büyük düşünce insanı Aziz Nesin. Gericiler koşar adım gitmeye devam ediyor ve Davalarına karşı gelecek en küçük bir olasılığı da bertaraf ederek… Iktidara gelişlerinden bugüne kadar nerdeyse kadrolarının tamamı değişti sadece bir kişi değişmedi. Başlangıçta görevden ayrılanların bazıları re’sen ayrılmış olabilir. Gelinen aşamada ayrılanlar sadece Görev Değişimi bilinci ile hareket ettikleri için, kimse görevden ayrılanlardan medet ummasın. Zaten ödevini yerine getirenlerde ne kadar davaya bağlı kaldıklarını gösteriyorlar. Belli bir güce erişildi artık. Bundan sonrası bu gücü yasa ile taçlandırıp koruyabilmektir. Bu Dava onlara çok önemli bir dava olduğu için bunun kendi açılarından tarihini de hatırlamakta yarar var: Kıssadan hisse Hazreti Ali’nin öldürülmesinden sonra Hasan’ın Halife olması Muaviye’yi çıldırtmıştı ama öfkesini de dışa vurmayacak kadar şeytani olmanın bilincindeydi… Halifeliği kendine meşru gören Muaviye, halka kabul ettirmenin yolunun kan dökmekten geçtiğine inanmıştı. Hasan kardeş kanının akmamasına ve Muaviye’den sonra halifeliğin kendilerine geçeceğine inanmak istedi ama olmadı, halifeliği Muaviye ele geçirdi. Muaviye’ye ilk BİAT etmenin ‚onurunu‘ (yani onursuzluğunu)yaşamak için halk sıraya girmişti bile. Çoğunluğu kendine biat ettirmiş olsa da hala bir engel duruyordu. Bu engeller her an gücünü elinden alabilirdi…Hasan ve Hüseyin. Hasan’ın bertarafı kolay oldu. Ya Hüseyin? Hüseyin inanmıştı; Hak’ka inanmıştı, adalete inanmıştı. Hüseyin’den Biat almaya ne gücü ne de ömrü yetti Muaviye’nin. Oğul Yezid zalimlikte babasını geçmişti. Hüseyin’den Biat almadan huzur olmayacağını biliyordu. Biat alamadı ama canını kanını aldı. Neye yarar? Hüseyin inanmışlığın sembolu oldu, Muaviye zalimliğin. Muaviye hep yenildi, Hüseyin hep kazandı. Türkiye’nin çıkış yolu kaçınılmaz laikliktir. Laiklik insanca yaşamanın belkemiğidir. Laiklik öğrenilecek, yaşanacak, yaşatılacak. Başka yolu yok. Bu inanç Hüseyin inancı olmalı, can verilir gerekirse. Biat kültüründen kurtulunacak elbet. Zekeriye UÇARzekeriyeucar@hotmail.de  * Münihin Sesi.com sitesinde yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur...
Münihin Sesi köşe yazarlarından Zekeriye Uçar'ın BİAT KÜLTÜRÜ başlıklı yazısına haberin devamından ulaşabilirsiniz.

Artık bunlar koşar adım gidiyor.‘ demişti 90’lı yıllarda büyük düşünce insanı Aziz Nesin. Gericiler koşar adım gitmeye devam ediyor ve Davalarına karşı gelecek en küçük bir olasılığı da bertaraf ederek…

Iktidara gelişlerinden bugüne kadar nerdeyse kadrolarının tamamı değişti sadece bir kişi değişmedi. Başlangıçta görevden ayrılanların bazıları re’sen ayrılmış olabilir. Gelinen aşamada ayrılanlar sadece Görev Değişimi bilinci ile hareket ettikleri için, kimse görevden ayrılanlardan medet ummasın. Zaten ödevini yerine getirenlerde ne kadar davaya bağlı kaldıklarını gösteriyorlar.

Belli bir güce erişildi artık. Bundan sonrası bu gücü yasa ile taçlandırıp koruyabilmektir.

Bu Dava onlara çok önemli bir dava olduğu için bunun kendi açılarından tarihini de hatırlamakta yarar var:

Kıssadan hisse

Hazreti Ali’nin öldürülmesinden sonra Hasan’ın Halife olması Muaviye’yi çıldırtmıştı ama öfkesini de dışa vurmayacak kadar şeytani olmanın bilincindeydi…

Halifeliği kendine meşru gören Muaviye, halka kabul ettirmenin yolunun kan dökmekten geçtiğine inanmıştı. Hasan kardeş kanının akmamasına ve Muaviye’den sonra halifeliğin kendilerine geçeceğine inanmak istedi ama olmadı, halifeliği Muaviye ele geçirdi. Muaviye’ye ilk BİAT etmenin ‚onurunu‘ (yani onursuzluğunu)yaşamak için halk sıraya girmişti bile. Çoğunluğu kendine biat ettirmiş olsa da hala bir engel duruyordu. Bu engeller her an gücünü elinden alabilirdi…Hasan ve Hüseyin.

Hasan’ın bertarafı kolay oldu. Ya Hüseyin? Hüseyin inanmıştı; Hak’ka inanmıştı, adalete inanmıştı.

Hüseyin’den Biat almaya ne gücü ne de ömrü yetti Muaviye’nin. Oğul Yezid zalimlikte babasını geçmişti. Hüseyin’den Biat almadan huzur olmayacağını biliyordu. Biat alamadı ama canını kanını aldı. Neye yarar? Hüseyin inanmışlığın sembolu oldu, Muaviye zalimliğin. Muaviye hep yenildi, Hüseyin hep kazandı.

Türkiye’nin çıkış yolu kaçınılmaz laikliktir. Laiklik insanca yaşamanın belkemiğidir. Laiklik öğrenilecek, yaşanacak, yaşatılacak. Başka yolu yok. Bu inanç Hüseyin inancı olmalı, can verilir gerekirse. Biat kültüründen kurtulunacak elbet.

Zekeriye UÇAR
zekeriyeucar@hotmail.de 

* Münihin Sesi.com sitesinde yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur...


Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve munihinsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.