BUYURUN İSTEDİĞİNİZİ SORUN

Kitap 09.05.2020 - 20:03, Güncelleme: 01.12.2021 - 20:21 2854+ kez okundu.
 

BUYURUN İSTEDİĞİNİZİ SORUN

Münihin Sesi BİR YAZAR BİR KİTAP bölümünde bu hafta Deniz Gezginci, Aydın Doğan'ın kaleme aldığı BUYURUN İSTEDİĞİNİZİ SORUN kitabını değerlendirdi.
Oldum olası “medya” üzerine yazılan kitaplara ilgim vardır. Rafta “gazetecilik” ile ilgili bir kitap gördüm mü yazarına bakmam alırım. Hele ki bu kitap Türkiye’nin medya patronu Aydın Doğan’a ait ise hiç kaçırmam. BUYRUN İSTEDİĞİNİZİ SORUN kitabı da sahaflarda gözüme çarpan kitaplardan biri. 2002 yılının Temmuz ayında basılmış. Aydın Doğan’ın TBMM Medya Sorunları Meclis Araştırması Komusyonu’nda yaptığı konuşma, sorular, cevaplar  ve ilgili belgelerden oluşuyor.   Kitaptan önce Aydın Doğan ile ilgili birkaç kendi düşüncemi yazmak istiyorum. Milliyet gazetesinde çalıştığım sıralarda Aydın Doğan benim de patronumdu. Kendisiyle birebir hiç tanışamadık ama gazetede edindiğim izlenime göre sevilen bir patrondu.   Öncelikle şunu söyleyeyim Türkiye’de  yayıncılık çok zor. Yaklaşık 10 yıldır İzmir’de yesilkirmizi.net sitesinin sorumluluğunu yapıyorum ki o ufacık sitede bile yayıncılık konusunda yaşadığım baskı, stresi yazsam ayrı bir kitap konusu olur. Hele ki Aydın Doğan gibi Türkiye’nin medyasını yöneten birinin çektiği zorlukları tahmin edebiliyorum.   İster sevin ister sevmeyin ama Aydın Doğan Türkiye’de medya sektörünün en önde gelen isimlerinden biri 1999 senesinde Türkiye Cumhuriyeti Devlet Üstün Hizmet madalyası ile ödüllendirildi ve aynı yıl Girne Amerikan Üniversitesi'nden ve 2000 yılında da Ege Üniversitesi'nden fahri doktora ünvanı aldı. 2004 yılında Dünya Gazeteler Birliği (World Association of Newspapers -WAN) toplantısında seçimle Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı'na getirilen ilk Türk oldu.   Kurduğu Doğan Medya Grubu ile, Posta, Hürriyet, Radikal, Fanatik, Referans ve Hürriyet Daily News gazetelerini; ayrıca Kanal D, CNN Türk'ün de içinde bulunduğu 21 televizyon kanalını bünyesine kattı.   Gelelim kitaba, kitaptan sizler için altını çizdiğim bölümlere. BUYURUN İSTEDİĞİNİZİ SORUN kitabında Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan’ın 12 Haziran 2002 tarihinde kendi isteğiyle katıldığı TBMM Medya Sorunları Araştırması Komisyonu’nda hem merak edilen soruları cevaplamış hem de komisyona medyada etik sorunları konusunda Doğan Grubu’nun yaptığı çalışmalar hakkında bilgiler vermiş. Daha sonra bu bilgileri Türk medyasına ışık tutsun diye kitap haline getirmiş.   Kitabın ilginç bölümlerinden biri Mesut Yılmaz’ın başbakan olduğu dönemde Aydın Doğan’ın Mesut Yılmaz’ı pijamayla karşılayıp karşılamadığı konusuydu. Aydın Doğan bu soruya “Eğer bir insan yatakta değil, hasta değilse, bir ülkenin başbakanını pijamayla, eşofmanla karşılayacak kadar aşağılıksa ben o adama terbiyesiz derim, aşağılık derim” cevabını veriyor.   Medya sahibi olan bazı kişilerin “bir gün işime yarar” diye gazete çıkardıklarını belirten Doğan; “Eğer medyayı bir gün lazım olur, silah olarak kullanırım diye elinizde bulundurursanız işte o zaman demokrasi olmaz” diyor.   Mecliste gündeme gelen bir diğer konu da benim de Milliyet Gazetesinde çalışırken birebir yaşadığım süreç. Ben de Film makinelerden dijital makinelere geçildiği sırada Doğan Medya Grubunda çalışıyordum. O sürece yakından şahit oldum. Gazetede kulaktan kulağa “Dijital makine sahibi olmayanlar işten çıkarılacak” söylentileri dolaşmaya başlamıştı. Ertuğrul Özkök o süreci şöyle anlatıyor; “Biz muhabirlerin teknik imkanlarının iyileştirilmesi için bir program uyguluyoruz. Biliyorsunuz artık dijital makinelere geçiliyor. Yani filmli makineler dönemi kapanıyor. Dijital makineleri muhabirlerimize biz alıyoruz. Onların ücretlerinden çok küçük miktarlarda keserek, belli bir plan içerisinde taksitlendiriyoruz. O makineler kendilerinin oluyor”   Aydın Doğan gazeteciliği şöyle tanımlıyor; “Biz alkış kadar yuhalanmayı da göze alan meslekleri yapan insanlarız ve maalesef çoğu kez yaptığımız işte de yuhalanma payımız daha büyük oluyor”   Her önüne gelenin gazeteci olmasını ise şöyle değerlendiriyor; “Eğer gazetelerimizde, basında, iletişim fakültelerinden gelenlere iş verilmeyecekse bu fakültelerin devamına gerek var mıdır?  Türkiye’de ihtiyacın çok üstünde iletişim fakültesi var. Biz bu kadar insana istihdam sağlayamayız. Bana göre iletişim fakülteleri yeniden elden geçirilmeli, kaliteleri yükseltilmeli ve adedi de azaltılmalıdır”   Aydın Doğan, medyada sık sık yaşanan alaylı ve mektepli tartışması için ise şu örneği veriyor; “Yirmi beş yıl evvel Milliyet Gazetesinin Genel Yayın Müdürü –allah rahmet eylesin – Turhan Aytul’u lise diploması olmadığı için Yazı İşleri Müdürü yapamadık, Genel Yayın Müdürü yaptık ki, Milliyet Gazetesi o yıllarda da ülkenin en aydın gazetelerinden biriydi. Milliyet Gazetesi’nde lisan bilen çalışanların yüzde beşi bile değildi. Bugün Milliyet Gazetesi’nde üniversite mezunu olmayan ve lisan bilmeyen herhalde yüzde beş ya da ondur. Yani bir hayli ilerlemiştir, alaylılık azalmıştır”   Aydın Doğan yıllardır Türkiye’nin en büyük medya patronu. Seveni de çok sevmeyeni de. Ancak bana göre -özellikle bu ülkede- işi çok zor.   Deniz GEZGİNCİ denizgezginci@hotmail.com 
Münihin Sesi BİR YAZAR BİR KİTAP bölümünde bu hafta Deniz Gezginci, Aydın Doğan'ın kaleme aldığı BUYURUN İSTEDİĞİNİZİ SORUN kitabını değerlendirdi.

Oldum olası “medya” üzerine yazılan kitaplara ilgim vardır. Rafta “gazetecilik” ile ilgili bir kitap gördüm mü yazarına bakmam alırım. Hele ki bu kitap Türkiye’nin medya patronu Aydın Doğan’a ait ise hiç kaçırmam. BUYRUN İSTEDİĞİNİZİ SORUN kitabı da sahaflarda gözüme çarpan kitaplardan biri. 2002 yılının Temmuz ayında basılmış. Aydın Doğan’ın TBMM Medya Sorunları Meclis Araştırması Komusyonu’nda yaptığı konuşma, sorular, cevaplar  ve ilgili belgelerden oluşuyor.

 

Kitaptan önce Aydın Doğan ile ilgili birkaç kendi düşüncemi yazmak istiyorum. Milliyet gazetesinde çalıştığım sıralarda Aydın Doğan benim de patronumdu. Kendisiyle birebir hiç tanışamadık ama gazetede edindiğim izlenime göre sevilen bir patrondu.

 

Öncelikle şunu söyleyeyim Türkiye’de  yayıncılık çok zor. Yaklaşık 10 yıldır İzmir’de yesilkirmizi.net sitesinin sorumluluğunu yapıyorum ki o ufacık sitede bile yayıncılık konusunda yaşadığım baskı, stresi yazsam ayrı bir kitap konusu olur. Hele ki Aydın Doğan gibi Türkiye’nin medyasını yöneten birinin çektiği zorlukları tahmin edebiliyorum.

 

İster sevin ister sevmeyin ama Aydın Doğan Türkiye’de medya sektörünün en önde gelen isimlerinden biri 1999 senesinde Türkiye Cumhuriyeti Devlet Üstün Hizmet madalyası ile ödüllendirildi ve aynı yıl Girne Amerikan Üniversitesi'nden ve 2000 yılında da Ege Üniversitesi'nden fahri doktora ünvanı aldı. 2004 yılında Dünya Gazeteler Birliği (World Association of Newspapers -WAN) toplantısında seçimle Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı'na getirilen ilk Türk oldu.

 

Kurduğu Doğan Medya Grubu ile, Posta, Hürriyet, Radikal, Fanatik, Referans ve Hürriyet Daily News gazetelerini; ayrıca Kanal D, CNN Türk'ün de içinde bulunduğu 21 televizyon kanalını bünyesine kattı.

 

Gelelim kitaba, kitaptan sizler için altını çizdiğim bölümlere. BUYURUN İSTEDİĞİNİZİ SORUN kitabında Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan’ın 12 Haziran 2002 tarihinde kendi isteğiyle katıldığı TBMM Medya Sorunları Araştırması Komisyonu’nda hem merak edilen soruları cevaplamış hem de komisyona medyada etik sorunları konusunda Doğan Grubu’nun yaptığı çalışmalar hakkında bilgiler vermiş. Daha sonra bu bilgileri Türk medyasına ışık tutsun diye kitap haline getirmiş.

 

Kitabın ilginç bölümlerinden biri Mesut Yılmaz’ın başbakan olduğu dönemde Aydın Doğan’ın Mesut Yılmaz’ı pijamayla karşılayıp karşılamadığı konusuydu. Aydın Doğan bu soruya “Eğer bir insan yatakta değil, hasta değilse, bir ülkenin başbakanını pijamayla, eşofmanla karşılayacak kadar aşağılıksa ben o adama terbiyesiz derim, aşağılık derim” cevabını veriyor.

 

Medya sahibi olan bazı kişilerin “bir gün işime yarar” diye gazete çıkardıklarını belirten Doğan; “Eğer medyayı bir gün lazım olur, silah olarak kullanırım diye elinizde bulundurursanız işte o zaman demokrasi olmaz” diyor.

 

Mecliste gündeme gelen bir diğer konu da benim de Milliyet Gazetesinde çalışırken birebir yaşadığım süreç. Ben de Film makinelerden dijital makinelere geçildiği sırada Doğan Medya Grubunda çalışıyordum. O sürece yakından şahit oldum. Gazetede kulaktan kulağa “Dijital makine sahibi olmayanlar işten çıkarılacak” söylentileri dolaşmaya başlamıştı. Ertuğrul Özkök o süreci şöyle anlatıyor; “Biz muhabirlerin teknik imkanlarının iyileştirilmesi için bir program uyguluyoruz. Biliyorsunuz artık dijital makinelere geçiliyor. Yani filmli makineler dönemi kapanıyor. Dijital makineleri muhabirlerimize biz alıyoruz. Onların ücretlerinden çok küçük miktarlarda keserek, belli bir plan içerisinde taksitlendiriyoruz. O makineler kendilerinin oluyor”

 

Aydın Doğan gazeteciliği şöyle tanımlıyor; “Biz alkış kadar yuhalanmayı da göze alan meslekleri yapan insanlarız ve maalesef çoğu kez yaptığımız işte de yuhalanma payımız daha büyük oluyor”

 

Her önüne gelenin gazeteci olmasını ise şöyle değerlendiriyor; “Eğer gazetelerimizde, basında, iletişim fakültelerinden gelenlere iş verilmeyecekse bu fakültelerin devamına gerek var mıdır?  Türkiye’de ihtiyacın çok üstünde iletişim fakültesi var. Biz bu kadar insana istihdam sağlayamayız. Bana göre iletişim fakülteleri yeniden elden geçirilmeli, kaliteleri yükseltilmeli ve adedi de azaltılmalıdır”

 

Aydın Doğan, medyada sık sık yaşanan alaylı ve mektepli tartışması için ise şu örneği veriyor; “Yirmi beş yıl evvel Milliyet Gazetesinin Genel Yayın Müdürü –allah rahmet eylesin – Turhan Aytul’u lise diploması olmadığı için Yazı İşleri Müdürü yapamadık, Genel Yayın Müdürü yaptık ki, Milliyet Gazetesi o yıllarda da ülkenin en aydın gazetelerinden biriydi. Milliyet Gazetesi’nde lisan bilen çalışanların yüzde beşi bile değildi. Bugün Milliyet Gazetesi’nde üniversite mezunu olmayan ve lisan bilmeyen herhalde yüzde beş ya da ondur. Yani bir hayli ilerlemiştir, alaylılık azalmıştır”

 

Aydın Doğan yıllardır Türkiye’nin en büyük medya patronu. Seveni de çok sevmeyeni de. Ancak bana göre -özellikle bu ülkede- işi çok zor.

 

Deniz GEZGİNCİ
denizgezginci@hotmail.com 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve munihinsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.