FARKLI SESLER'İN KONUĞU LEYLA SAKA OLDU

Farklı Sesler 11.02.2016 - 22:37, Güncelleme: 01.12.2021 - 20:21 2551+ kez okundu.
 

FARKLI SESLER'İN KONUĞU LEYLA SAKA OLDU

Münih Kadınlar Grubu Kurucusu Leyla Saka ile Almanya Göç Tarihi Müzesi’nde dobra dobra bir röportaj gerçekleştirdik.
Leyla Saka… Münih’te ilk kadın hareketinin öncülerinden. Bir senelik macera için geldiği Münih’te o maceranın hiç bitmediği, yaşantısının içerisine kattığı kadınlar grubu ile bir çok başarılı işlere imza atan bir isim. Düşündüğünü dobra dobra söyleyen, prensipli, Atatürk ilkelerine sonuna kadar bağlı tam bir Cumhuriyet kadını olan Münih Kadınlar Grubu Kurucusu Leyla Saka ile Almanya Göç Tarihi Müzesi’nde keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.   Deniz GEZGİNCİ: Kısaca kendinizi tanıtır mısınız.  Leyla Saka kimdir ? Leyla SAKA: 12.02.1947 İstanbul doğumlu, 1971 senesinde Almanya’ya gelmiş biriyim. İki evlat sahibiyim. Türkiye’den buraya bir senelik macera için gelmiştik ancak 44 sene oldu hala o macera bitmedi.  Deniz GEZGİNCİ: Koyu bir Fenerbahçe taraftarı olduğunuzu biliyorum ? Leyla SAKA: Bütün ailem koyu Fenerbahçeli. Bunun nedeni de sanıyorum babamdan geliyor. Babam zamanında Fenerbahçe’de oynamıştı. Kadıköy’de büyümemin koyu bir Fenerbahçeli olmamda etkisi büyük tabii.  Deniz GEZGİNCİ: Münih ile yollarınız nasıl kesişti. Yabancı bir kültür, yabancı bir dil. Buraya alışmanız nasıl oldu ? Leyla SAKA: Aslında bizim Türkiye’de çok iyi bir hayatımız, iyi bir işimiz vardı. Buraya bir senelik macera için gelmiştik. O macera 1971 yılından beri devam ediyor. Tabii ki ilk başlarda çok zorluk çektik. Buraya ilk geldiğim üç ay ağladığımı hatırlıyorum. Ama çok şükür kısa zamanda uyum sağladık.  Deniz GEZGİNCİ: Geldikten sonra aktif bir sosyal hayatınız oldu. Münih’te kadınların gücünü harekete geçiren ilk isimsiniz. Kadınlar grubu kurma fikri nasıl ortaya çıktı ? Leyla SAKA: Türkiye’de zaten sosyal bir yaşantımız vardı. Oğlum üç yaşındayken Bewohnerzentrum da çocukların 12 yaşına kadar oyun oynadığı, okul derslerine yardımcı olunduğu belediyeye ait bir yer vardı. Orda da bir Fasching yapılıyordu. Oğlumu oraya götürdüm. O vesile ile oranın şefi ile tanıştım. Devamlı oraya gidip gelmeye başladım. Ayrıca ben bir sporcuyum. Uzun yıllar voleybol oynadım, ritmik jimnastik yaptım. Çocuklara orada fahri olarak spor dersleri vermeye başladım. Bir gün Thomas “Neden buraya gelen ailelerin çocuklarını toplayıp bir grup kurmuyorsun ?” dedi. Bende bütün aileleri topladım ve böyle bir grubu oluşturdum. Daha sonra kurduğumuz o grupla, tırnaklarımızla kazıyarak, belirli aşamalardan geçerek çok iyi yerlere geldik, çok büyük yardımlar yaptık. Deniz GEZGİNCİ: Münih Kadınlar Grubu kimlerden oluşuyordu, grubunuzu nasıl kurdunuz ? Leyla SAKA: Bewohnerzentrum’a gelen çocukların anneleri, benim çevrem. Yaklaşık 30 kişiydik ve hepsi çok faal çalışan hanımlardı. Hepimizin de ufak çocukları vardı. Bebek arabası ile oradan oraya koşuşturduğumuz günleri hatırlıyorum.  Deniz GEZGİNCİ: Münih Kadınlar Grubunun amacı neydi,  ne tür çalışmalar yapıyordunuz ?Leyla SAKA: Grubumuzda yer alan iki annemizin engelli çocuğu vardı. Bu grup engelliler yararına Türkiye’ye yönelik çalışsın diye kendi aramızda karar verdik. Çünkü burada engelliler için bütün imkanlar var ama maalesef Türkiye’de engelli çocuğu olanlar genelde eve kapanmış çocuklar oluyor. Böyle düşünerek Münih Kadınlar Grubu’nu kurduk. Münih Kadınlar Grubu diğer dernekler gibi burada tanınmış, belediye tarafından kabul edilmiş, Kreisjugendring tarafından destek görmüş bir oluşumdu. Kreisjugendring bize çok güzel imkanlar sunmuştu. Bize çok güzel bir yer verdi. Bu yerin içerisinde spor salonumuz, bahçemiz, mutfağımız her imkanımız vardı ve kira da ödemiyorduk. Ondan sonra büyük faaliyetlere giriştik. İlk balomuzu yaptık. Balodan elde ettiğimiz geliri Türkiye’ye yolladık. Tabii Türkiye’ye yardım gönderirken önceden araştırmasını yapıyorduk. Büyük bir çalışmanın sonucunda elde olan paranın yerine gitmesini istiyorduk ve yerine gidiyordu. Balolar, kadınlar matineleri, seminerler yapıyorduk. Tiyatro gösterimiz oldu hatta tiyatroda ikincilik ödülünü kazandık. Koro grubumuz vardı, bir çok konserler verdik. Spor grubumuz vardı, her hafta bir gün spor yapıyorduk. Yaptığımız balolar muhteşem oluyordu. Sheraton Oteli’nde gerçekleştiriyorduk. Türkiye’den çok değerli sanatçılar getirdik. Üç haftada 600 kişilik salonu dolduruyorduk. Eşlerimiz ve dostlarımız sağ olsunlar bizlere çok destek oluyorlardı.  Deniz GEZGİNCİ: Sanıyorum grubunuzun çok şeffaf bir yapısı vardı. Yaptığınız yardımları nasıl belgelendiriyordunuz ? Leyla SAKA: Fahri çalıştığımız için hiç kimseden para almıyorduk. Kendi gücümüzle elde ettiğimiz parayı Türkiye’ye yolluyorduk. Sizin de belirttiğiniz gibi çok şeffaf bir yapımız vardı. Yolladığımız paraların belgelerini hala evimde saklıyorum. Deniz GEZGİNCİ:Diğer dernek ve kuruluşlarla diyaloglarınız nasıldı ? Leyla SAKA: Özellikle konsoloslukla diyaloglarımız çok çok iyiydi. Ne zaman bir faaliyet yapsak her zaman yanımızdalardı. Onlara da yeri gelmişken buradan çok teşekkür ediyorum. En iyi çalıştığımız dernek Ausländische ElternVerein idi.  Ancak bazı dernekler vardı ki onlara dernek demeye de bin şahit isterdi. Bazen bazı faaliyetlerde derneklerin telefon numaralarını alıp arıyordum. Karşıma çocuk çıktığı bile oluyordu. Tabii onlar benim için dernek değillerdi. Dernek adı altında ortaya çıkan kişiler oluyordu ama ne yazık ki isimleri vardı cisimleri yoktu.   Deniz GEZGİNCİ: En büyük desteği kimlerden alıyordunuz ? Leyla SAKA: En büyük desteği öncelikle beylerimizden, çocuklarımızdan, ailemizden görüyorduk. Daha sonra firma sahipleri, uçak şirketleri çok destek oluyorlardı. Örneğin bir balo için tombala toplamaya nereye gitsem hiçbir zaman hayır kelimesini duymazdım. Deniz GEZGİNCİ: Kadınlar Grubu olmanın, üyelerinizin kadınlardan oluşmasının avantajları ve dezavantajları nelerdi ? Leyla SAKA: Onu bugüne kadar hiç düşünmedim. Çok faal çalışıyorduk ve bir erkeğin yapacağını da bir kadının yapacağını da yapıyorduk. Bazen sabahlara kadar çalıştığımız için beylerimizi de ihmal ettiğimiz oluyordu. Evde yemek olmasa dahi beylerimiz hiçbir şey demiyor, anlayış gösteriyorlardı. Deniz GEZGİNCİ: Ne tür zorluklar çekiyordunuz ? Leyla SAKA: Bazı faaliyetleri yerine getirirken haliyle zorluklar çekiyorsunuz. Bedenen ve zihnen yorgun olduğunuz zamanlar oluyor. Ama çok şükür ki biz başka zorluklar çekmedik. Onlar da tatlı yorgunluklardı bizim için. Deniz GEZGİNCİ: Leyla Saka biraz sert bir başkan mıydı ? Leyla SAKA: Belki dışarıdan sert görünüyor olabilirim,  hakkımda öyle söylüyorlar da  olabilirler ama ben sert değil prensipli bir kişiyim. Bu tip çalışmalarda da prensip sahibi olmak gerektiğini düşünüyorum. Deniz GEZGİNCİ: Sizin için Atatürk ilkelerine sıkı sıkıya bağlı çok koyu bir Cumhuriyet kadını dersek yanlış olmaz sanırım ? Leyla SAKA: Hem de nasıl.. Atatürkçü, laik, cumhuriyetçi bir kadınım ve öyle bir aileye sahibim. Deniz GEZGİNCİ: Bugüne kadar yaptığınız organizasyonlarda sizi en çok etkileyen hangisiydi ? Leyla SAKA: Çok çalışıyorsunuz, yoruluyorsunuz fakat o yardımların yerine ulaştığı vakit gözlerimiz doluyordu. Çok rahatlıyor ve seviniyorduk. Çünkü bir yardım yapıyorduk. Yardım sonrasındaki duyduğumuz huzur bizi her zaman çok etkiliyordu. Deniz GEZGİNCİ: Sanıyorum sizin bayanlar grubunuzdan ayrılanlar ve kendi derneklerini kuranlar oldu.  Biraz bu konudan bahseder misiniz ? Leyla SAKA: Maalesef aramızdan ayrılanlar oldu, onlar da kendi derneklerini kurdular. Örneğin Esin Tekige bizim grubumuzdaydı hatta bizim vasıtamızla rahmetli Erdoğan Bey ile tanıştı. Mecmua işlerini öğrendi. Daha sonra bizim grubumuzdan çıkıp duyduğuma göre o da kendi grubunu kurmuş. Adalet hanım “Ben dernekçiliği öğrenmek için sizin grubunuza girmek istiyorum” dedi. Ona da “hay hay buyurun” dedik. O da daha sonra kendi derneğini kurdu. Biz tabii ki buna karşı değiliz. Ama benim düşüncem engelliler yararına çalışan beş altı dernek olacağına bir dernek olsun, birlik olsun daha iyiydi. Ama herkes kendi yoluna gitti. Deniz GEZGİNCİ: Münih’te birden fazla  engellilere yardım derneği olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce bu derneklerin hepsi amacına ulaşıyor mu ? Leyla SAKA: Az önce belirttiğim gibi keşke birlik olabilseler. Tüm dernekler amacına ulaşıyor mu sorunuza gelince de onun hakkında duyumlarım var ama  yorum yapmak istemiyorum. Ama bizi kim araştırırsa araştırsın hala belgelerimiz elimizde, nereye ne yaptığımızı bütün Münih biliyor. O nedenle de gönül rahatlığı ile hep yanımızda oldular. Deniz GEZGİNCİ: Bu kadar aktif  bir gruba sahipken neden geri plana çekildiniz ? Leyla SAKA: Benim daha oğlum üç-dört yaşındayken, kızım bebek arabasındayken bu işe girdim. 35 senenin üstünde bir fiil çalıştık. Artık emekli oldum. Münih Kadınlar Grubu’nu devam ettirin diye gençlere çok ricalarda bulundum. Maalesef gençlerin çok ilgisi olmadığını üzülerek gördüm. Biz 35 senedir çok yorulduk ve bayrağı diğer derneklere bıraktık. Artık bizim yerimize onlar yardımda bulunsun. Deniz GEZGİNCİ: Sizce gençlerin ilgisiz kalmasının nedeni neydi ? Leyla SAKA: İlk başta kendi kızım ve oğlumdan bahsedeyim. Kızım havalimanında vardiyalı çalışıyor, oğlum sporla ilgileniyor. Sekiz saat çalışıp sporunu yapıyor. Gençlere de bazen hak veriyorum çünkü zamanları yok. Ama bu bahane değil tabii ki. Biz de sekiz saat çalıştık yeri geldi ek işe gittik ama buna rağmen bu grubu yürüttük. Deniz GEZGİNCİ: Hiç “keşke devam etseydik” dediğiniz oluyor mu ? Leyla SAKA: “Keşke”lerle yaşayan biri değilim. Keşke demiyorum çünkü yaptıklarımızla huzur içerisindeyiz. Bütün arkadaşlarım adına konuşuyorum. Biz yeteri kadar yaptık, yaptık, yaptık… Deniz GEZGİNCİ: Belki bir gün tekrardan arkadaşlarınızı ararsınız “Nerde kalmıştık?” deyip yeniden kolları sıvarsınız. Böyle bir ihtimal yok mu ? Leyla SAKA: Bu mümkün değil çünkü çoğu arkadaşımız Türkiye’ye geri döndü. Maalesef aralarında kaybettiklerimiz oldu (nurlar içerisinde yatsınlar) Bizler artık yaşlandık. Gençler yapsın diyeceğim onlara da hak veriyorum ama bu kadar geri planda kalmalarını da anlamıyorum.   Deniz GEZGİNCİ: Sizin zamanınızdaki dernekçilik çalışmaları ile şimdiki çalışmalar arasında fark görüyor musunuz ? Leyla SAKA: Biz eskiden grup olarak hiç öyle işlerle uğraşmadık. Biz sadece kendi yolumuza gittik. Kim ne yaparsa yapsın diye düşündük. Bizim bir çalışma amacımız, çalışma yöntemimiz vardı. Sınırımızdan hiç çıkmadık. Bir fiil çalıştık. Diğer dernekler ne yapıyor bilmiyorum ama duyduğuma göre şimdilerde bir dernek kuruluyor daha sonra o dernekten ayrılıp aynı isimde başka bir dernek daha kuruyorlar. Daha sonra bir birlerini yiyorlar. Böyle olacaksa hiç uğraşmasınlar daha iyi. Deniz GEZGİNCİ: Sizce Münih’te ki Türkler arasındaki sosyal yaşam, birliktelik gün geçtikçe değişiyor mu ? Leyla SAKA: Bizim zamanımızda ki ilişkilerde samimiyet vardı. Hatırlarım bazen haftanın yedi günü dolu olurduk. Tabii şimdi biraz da ekonomik durumu düşünmek gerekiyor. Eski sosyal yaşam maalesef şuan yok. Bazı gerilemeler oldu tabii. Biz de imkanlarımız el verdiği müddetçe sosyal yaşantımıza devam ediyoruz.   Deniz GEZGİNCİ: Son olarak neler söylemek istersiniz ? Leyla SAKA: Bütün derneklere başarılar diliyorum. İnşallah amaçlarına ulaşırlar. Bir fiil çalışmalarını, başkanlık yarışı yapmamalarını rica ediyorum. Bütün derneklere bol şanslar, bol çalışmalar diliyorum. munihinsesi.com / özel
Münih Kadınlar Grubu Kurucusu Leyla Saka ile Almanya Göç Tarihi Müzesi’nde dobra dobra bir röportaj gerçekleştirdik.

Leyla Saka… Münih’te ilk kadın hareketinin öncülerinden. Bir senelik macera için geldiği Münih’te o maceranın hiç bitmediği, yaşantısının içerisine kattığı kadınlar grubu ile bir çok başarılı işlere imza atan bir isim. Düşündüğünü dobra dobra söyleyen, prensipli, Atatürk ilkelerine sonuna kadar bağlı tam bir Cumhuriyet kadını olan Münih Kadınlar Grubu Kurucusu Leyla Saka ile Almanya Göç Tarihi Müzesi’nde keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.  

Deniz GEZGİNCİ: Kısaca kendinizi tanıtır mısınız.  Leyla Saka kimdir ?

Leyla SAKA: 12.02.1947 İstanbul doğumlu, 1971 senesinde Almanya’ya gelmiş biriyim. İki evlat sahibiyim. Türkiye’den buraya bir senelik macera için gelmiştik ancak 44 sene oldu hala o macera bitmedi. 

Deniz GEZGİNCİ: Koyu bir Fenerbahçe taraftarı olduğunuzu biliyorum ?

Leyla SAKA: Bütün ailem koyu Fenerbahçeli. Bunun nedeni de sanıyorum babamdan geliyor. Babam zamanında Fenerbahçe’de oynamıştı. Kadıköy’de büyümemin koyu bir Fenerbahçeli olmamda etkisi büyük tabii. 


Deniz GEZGİNCİ: Münih ile yollarınız nasıl kesişti. Yabancı bir kültür, yabancı bir dil. Buraya alışmanız nasıl oldu ?

Leyla SAKA: Aslında bizim Türkiye’de çok iyi bir hayatımız, iyi bir işimiz vardı. Buraya bir senelik macera için gelmiştik. O macera 1971 yılından beri devam ediyor. Tabii ki ilk başlarda çok zorluk çektik. Buraya ilk geldiğim üç ay ağladığımı hatırlıyorum. Ama çok şükür kısa zamanda uyum sağladık. 


Deniz GEZGİNCİ: Geldikten sonra aktif bir sosyal hayatınız oldu. Münih’te kadınların gücünü harekete geçiren ilk isimsiniz. Kadınlar grubu kurma fikri nasıl ortaya çıktı ?


Leyla SAKA: Türkiye’de zaten sosyal bir yaşantımız vardı. Oğlum üç yaşındayken Bewohnerzentrum da çocukların 12 yaşına kadar oyun oynadığı, okul derslerine yardımcı olunduğu belediyeye ait bir yer vardı. Orda da bir Fasching yapılıyordu. Oğlumu oraya götürdüm. O vesile ile oranın şefi ile tanıştım. Devamlı oraya gidip gelmeye başladım. Ayrıca ben bir sporcuyum. Uzun yıllar voleybol oynadım, ritmik jimnastik yaptım. Çocuklara orada fahri olarak spor dersleri vermeye başladım. Bir gün Thomas “Neden buraya gelen ailelerin çocuklarını toplayıp bir grup kurmuyorsun ?” dedi. Bende bütün aileleri topladım ve böyle bir grubu oluşturdum. Daha sonra kurduğumuz o grupla, tırnaklarımızla kazıyarak, belirli aşamalardan geçerek çok iyi yerlere geldik, çok büyük yardımlar yaptık.

Deniz GEZGİNCİ: Münih Kadınlar Grubu kimlerden oluşuyordu, grubunuzu nasıl kurdunuz ?

Leyla SAKA: Bewohnerzentrum’a gelen çocukların anneleri, benim çevrem. Yaklaşık 30 kişiydik ve hepsi çok faal çalışan hanımlardı. Hepimizin de ufak çocukları vardı. Bebek arabası ile oradan oraya koşuşturduğumuz günleri hatırlıyorum. 

Deniz GEZGİNCİ: Münih Kadınlar Grubunun amacı neydi,  ne tür çalışmalar yapıyordunuz ?

Leyla SAKA: Grubumuzda yer alan iki annemizin engelli çocuğu vardı. Bu grup engelliler yararına Türkiye’ye yönelik çalışsın diye kendi aramızda karar verdik. Çünkü burada engelliler için bütün imkanlar var ama maalesef Türkiye’de engelli çocuğu olanlar genelde eve kapanmış çocuklar oluyor. Böyle düşünerek Münih Kadınlar Grubu’nu kurduk. Münih Kadınlar Grubu diğer dernekler gibi burada tanınmış, belediye tarafından kabul edilmiş, Kreisjugendring tarafından destek görmüş bir oluşumdu. Kreisjugendring bize çok güzel imkanlar sunmuştu. Bize çok güzel bir yer verdi. Bu yerin içerisinde spor salonumuz, bahçemiz, mutfağımız her imkanımız vardı ve kira da ödemiyorduk. Ondan sonra büyük faaliyetlere giriştik. İlk balomuzu yaptık. Balodan elde ettiğimiz geliri Türkiye’ye yolladık. Tabii Türkiye’ye yardım gönderirken önceden araştırmasını yapıyorduk. Büyük bir çalışmanın sonucunda elde olan paranın yerine gitmesini istiyorduk ve yerine gidiyordu. Balolar, kadınlar matineleri, seminerler yapıyorduk. Tiyatro gösterimiz oldu hatta tiyatroda ikincilik ödülünü kazandık. Koro grubumuz vardı, bir çok konserler verdik. Spor grubumuz vardı, her hafta bir gün spor yapıyorduk. Yaptığımız balolar muhteşem oluyordu. Sheraton Oteli’nde gerçekleştiriyorduk. Türkiye’den çok değerli sanatçılar getirdik. Üç haftada 600 kişilik salonu dolduruyorduk. Eşlerimiz ve dostlarımız sağ olsunlar bizlere çok destek oluyorlardı. 

Deniz GEZGİNCİ: Sanıyorum grubunuzun çok şeffaf bir yapısı vardı. Yaptığınız yardımları nasıl belgelendiriyordunuz ?

Leyla SAKA: Fahri çalıştığımız için hiç kimseden para almıyorduk. Kendi gücümüzle elde ettiğimiz parayı Türkiye’ye yolluyorduk. Sizin de belirttiğiniz gibi çok şeffaf bir yapımız vardı. Yolladığımız paraların belgelerini hala evimde saklıyorum. 

Deniz GEZGİNCİ:
Diğer dernek ve kuruluşlarla diyaloglarınız nasıldı ?

Leyla SAKA: Özellikle konsoloslukla diyaloglarımız çok çok iyiydi. Ne zaman bir faaliyet yapsak her zaman yanımızdalardı. Onlara da yeri gelmişken buradan çok teşekkür ediyorum. En iyi çalıştığımız dernek Ausländische ElternVerein idi.  Ancak bazı dernekler vardı ki onlara dernek demeye de bin şahit isterdi. Bazen bazı faaliyetlerde derneklerin telefon numaralarını alıp arıyordum. Karşıma çocuk çıktığı bile oluyordu. Tabii onlar benim için dernek değillerdi. Dernek adı altında ortaya çıkan kişiler oluyordu ama ne yazık ki isimleri vardı cisimleri yoktu.
 

Deniz GEZGİNCİ: En büyük desteği kimlerden alıyordunuz ?

Leyla SAKA: En büyük desteği öncelikle beylerimizden, çocuklarımızdan, ailemizden görüyorduk. Daha sonra firma sahipleri, uçak şirketleri çok destek oluyorlardı. Örneğin bir balo için tombala toplamaya nereye gitsem hiçbir zaman hayır kelimesini duymazdım.

Deniz GEZGİNCİ: Kadınlar Grubu olmanın, üyelerinizin kadınlardan oluşmasının avantajları ve dezavantajları nelerdi ?

Leyla SAKA: Onu bugüne kadar hiç düşünmedim. Çok faal çalışıyorduk ve bir erkeğin yapacağını da bir kadının yapacağını da yapıyorduk. Bazen sabahlara kadar çalıştığımız için beylerimizi de ihmal ettiğimiz oluyordu. Evde yemek olmasa dahi beylerimiz hiçbir şey demiyor, anlayış gösteriyorlardı.

Deniz GEZGİNCİ: Ne tür zorluklar çekiyordunuz ?

Leyla SAKA: Bazı faaliyetleri yerine getirirken haliyle zorluklar çekiyorsunuz. Bedenen ve zihnen yorgun olduğunuz zamanlar oluyor. Ama çok şükür ki biz başka zorluklar çekmedik. Onlar da tatlı yorgunluklardı bizim için.

Deniz GEZGİNCİ: Leyla Saka biraz sert bir başkan mıydı ?

Leyla SAKA: Belki dışarıdan sert görünüyor olabilirim,  hakkımda öyle söylüyorlar da  olabilirler ama ben sert değil prensipli bir kişiyim. Bu tip çalışmalarda da prensip sahibi olmak gerektiğini düşünüyorum.

Deniz GEZGİNCİ: Sizin için Atatürk ilkelerine sıkı sıkıya bağlı çok koyu bir Cumhuriyet kadını dersek yanlış olmaz sanırım ?


Leyla SAKA: Hem de nasıl.. Atatürkçü, laik, cumhuriyetçi bir kadınım ve öyle bir aileye sahibim.

Deniz GEZGİNCİ: Bugüne kadar yaptığınız organizasyonlarda sizi en çok etkileyen hangisiydi ?

Leyla SAKA: Çok çalışıyorsunuz, yoruluyorsunuz fakat o yardımların yerine ulaştığı vakit gözlerimiz doluyordu. Çok rahatlıyor ve seviniyorduk. Çünkü bir yardım yapıyorduk. Yardım sonrasındaki duyduğumuz huzur bizi her zaman çok etkiliyordu.

Deniz GEZGİNCİ: Sanıyorum sizin bayanlar grubunuzdan ayrılanlar ve kendi derneklerini kuranlar oldu.  Biraz bu konudan bahseder misiniz ?

Leyla SAKA: Maalesef aramızdan ayrılanlar oldu, onlar da kendi derneklerini kurdular. Örneğin Esin Tekige bizim grubumuzdaydı hatta bizim vasıtamızla rahmetli Erdoğan Bey ile tanıştı. Mecmua işlerini öğrendi. Daha sonra bizim grubumuzdan çıkıp duyduğuma göre o da kendi grubunu kurmuş. Adalet hanım “Ben dernekçiliği öğrenmek için sizin grubunuza girmek istiyorum” dedi. Ona da “hay hay buyurun” dedik. O da daha sonra kendi derneğini kurdu. Biz tabii ki buna karşı değiliz. Ama benim düşüncem engelliler yararına çalışan beş altı dernek olacağına bir dernek olsun, birlik olsun daha iyiydi. Ama herkes kendi yoluna gitti.

Deniz GEZGİNCİ: Münih’te birden fazla  engellilere yardım derneği olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce bu derneklerin hepsi amacına ulaşıyor mu ?

Leyla SAKA: Az önce belirttiğim gibi keşke birlik olabilseler. Tüm dernekler amacına ulaşıyor mu sorunuza gelince de onun hakkında duyumlarım var ama  yorum yapmak istemiyorum. Ama bizi kim araştırırsa araştırsın hala belgelerimiz elimizde, nereye ne yaptığımızı bütün Münih biliyor. O nedenle de gönül rahatlığı ile hep yanımızda oldular.

Deniz GEZGİNCİ: Bu kadar aktif  bir gruba sahipken neden geri plana çekildiniz ?

Leyla SAKA: Benim daha oğlum üç-dört yaşındayken, kızım bebek arabasındayken bu işe girdim. 35 senenin üstünde bir fiil çalıştık. Artık emekli oldum. Münih Kadınlar Grubu’nu devam ettirin diye gençlere çok ricalarda bulundum. Maalesef gençlerin çok ilgisi olmadığını üzülerek gördüm. Biz 35 senedir çok yorulduk ve bayrağı diğer derneklere bıraktık. Artık bizim yerimize onlar yardımda bulunsun.

Deniz GEZGİNCİ: Sizce gençlerin ilgisiz kalmasının nedeni neydi ?

Leyla SAKA: İlk başta kendi kızım ve oğlumdan bahsedeyim. Kızım havalimanında vardiyalı çalışıyor, oğlum sporla ilgileniyor. Sekiz saat çalışıp sporunu yapıyor. Gençlere de bazen hak veriyorum çünkü zamanları yok. Ama bu bahane değil tabii ki. Biz de sekiz saat çalıştık yeri geldi ek işe gittik ama buna rağmen bu grubu yürüttük.

Deniz GEZGİNCİ: Hiç “keşke devam etseydik” dediğiniz oluyor mu ?

Leyla SAKA: “Keşke”lerle yaşayan biri değilim. Keşke demiyorum çünkü yaptıklarımızla huzur içerisindeyiz. Bütün arkadaşlarım adına konuşuyorum. Biz yeteri kadar yaptık, yaptık, yaptık…

Deniz GEZGİNCİ: Belki bir gün tekrardan arkadaşlarınızı ararsınız “Nerde kalmıştık?” deyip yeniden kolları sıvarsınız. Böyle bir ihtimal yok mu ?

Leyla SAKA: Bu mümkün değil çünkü çoğu arkadaşımız Türkiye’ye geri döndü. Maalesef aralarında kaybettiklerimiz oldu (nurlar içerisinde yatsınlar) Bizler artık yaşlandık. Gençler yapsın diyeceğim onlara da hak veriyorum ama bu kadar geri planda kalmalarını da anlamıyorum.  

Deniz GEZGİNCİ: Sizin zamanınızdaki dernekçilik çalışmaları ile şimdiki çalışmalar arasında fark görüyor musunuz ?

Leyla SAKA: Biz eskiden grup olarak hiç öyle işlerle uğraşmadık. Biz sadece kendi yolumuza gittik. Kim ne yaparsa yapsın diye düşündük. Bizim bir çalışma amacımız, çalışma yöntemimiz vardı. Sınırımızdan hiç çıkmadık. Bir fiil çalıştık. Diğer dernekler ne yapıyor bilmiyorum ama duyduğuma göre şimdilerde bir dernek kuruluyor daha sonra o dernekten ayrılıp aynı isimde başka bir dernek daha kuruyorlar. Daha sonra bir birlerini yiyorlar. Böyle olacaksa hiç uğraşmasınlar daha iyi.

Deniz GEZGİNCİ: Sizce Münih’te ki Türkler arasındaki sosyal yaşam, birliktelik gün geçtikçe değişiyor mu ?


Leyla SAKA: Bizim zamanımızda ki ilişkilerde samimiyet vardı. Hatırlarım bazen haftanın yedi günü dolu olurduk. Tabii şimdi biraz da ekonomik durumu düşünmek gerekiyor. Eski sosyal yaşam maalesef şuan yok. Bazı gerilemeler oldu tabii. Biz de imkanlarımız el verdiği müddetçe sosyal yaşantımıza devam ediyoruz.  

Deniz GEZGİNCİ: Son olarak neler söylemek istersiniz ?

Leyla SAKA: Bütün derneklere başarılar diliyorum. İnşallah amaçlarına ulaşırlar. Bir fiil çalışmalarını, başkanlık yarışı yapmamalarını rica ediyorum. Bütün derneklere bol şanslar, bol çalışmalar diliyorum.

munihinsesi.com / özel

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve munihinsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.