MÜZİKLE TERAPİ

Röportajlar 27.04.2016 - 21:19, Güncelleme: 01.12.2021 - 20:21 2744+ kez okundu.
 

MÜZİKLE TERAPİ

Dünyaca ünlü müzikle tedavi uzmanı Yrd. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç ile 1975 yılında kurdukları Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma (TÜMATA) Grubu ve çalışmaları hakkında konuştuk.
Müzik konusunda araştırma yapan uzmanların görüşüne göre müzik, konuşmadan önce de vardı. Konuşma için gerekli olan soyut kavramlar, hafıza, semboller, çağrışımlar, analojik bağlantılar insanla beraber gelişmiş ve olgunlaşmıştır. Tabiatın her zerresinde ise büyük bir nizam ve ahenk içinde devam eden ritim ve melodi beraberliği bulunmaktadır. Kuş seslerindeki ahenk ve ritim mükemmelliğinde; elektronların, atomların, galaksilerin hareketleri ile vücudumuzdaki sıvıların dolaşımlarının büyütülen seslerinde müziğin varlık alemiyle ilgi ve ilişkisini gözlemleyebilmekteyiz.  Dünyada müzik ve müzikterapi tarihi anlayışı bizi antropoloji, tarih, ethnoterapi, ethnomedicin, psikoloji, pedagoji, sosyoloji, spiritüalite, parapisikoloji gibi bilimlerle işbirliğine götürmektedir. Dünyaca ünlü müzikle tedavi uzmanı Yrd. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç ile 1975 yılında kurdukları Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma (TÜMATA) Grubu ve çalışmaları hakkında konuştuk. TÜMATA grubunun kurucusu Yrd. Doç. Dr.Güvenç amaçlarının “Türk musikisini tanıtmak ve müzikle insanlara şifa kaynağı olabilmek“ olduğunu ifade etti. 1975 yılından bu yana çalışmalarını aralıksız değişik ortamlarda sürdürdüğünü ve kullanılan müzik aletlerinin hemen hemen hepsinin Türk dünyasının kültürünü yansıttığını belirten Güvenç, Büyük Türk Bilgini Farabi´nin müzik makamlarının ruha etkisini şöyle sınıflandırdigini belirterek“ Rast makamı: İnsana sefa(neşe, huzur) verir. Rehavi makamı: İnsana beka (sonsuzluk fikri) verir. Küçek makamı: İnsana hassasiyet (duyarlılık) verir.Büzürk makamı: İnsana havf ( çekinme, sakınma duygusu) verir.İsfahan makamı: İnsana hareket kabiliyeti ve güven hissi verir.Neva makamı: İnsana lezzet ve ferahlık verir.Uşşak makamı: İnsana gülme 'dilhek' verir.Zirgüle makamı: İnsana uyku 'nevm' verir.Saba makamı: İnasana şecaat (cesaret, kuvvet) verir.Buselik makamı: İnsana kuvvet verir.Hüseyni makamı: İnsana sulh (sükunet, rahatlık) verir.Hicaz makamı: İnsana tevazu (alçak gönüllülük) verir.“ dedi. Yaptıkları uygulamanın insanlar üzerindeki tesirini ise su şekilde açıklayan Güvenç, “Günümüzde tarafımızdan uygulanan teknikte bu esaslara sadık kalınmıştır. Hasta istirahat pozisyonunu alır, bir seans süresince geniş ve rahatlatıcı bir ritim ve su sesi eşliğinde, Ney, Rebab, Çeng, Ud, Dombra ve Rubab ile emprovize (ritimli taksim) yapılır ve uygun makamlar üzerinde çalışılır. Bu şekilde bir icra sırasında, otizm'den ve psikolojik çocuk hastalıklarından Geriatri'ye kadar çeşitli psikolojik ve fizik hastalıklarda olumlu değişmeler ve iyileşmeler gözlenmektedir. Bu konuda Dr. L. Gutjahr ve Prof. V. Mechleid tarafından EEG ölçümleri yapılmış ve en az 1000 yıllık bu gelenek bugünün labarotuvarında doğrulanmıştır. 400'den fazla olduğu bilinen bu makamlardan önemli olan 15 tanesi üzerinde uygulamalardan sonra tedavide kullanılacak kaset ve CD'ler tarafımızdan vücuda getirilmiştir.Viyana'da Meidling Rehabilitasyon Merkezi'nde komada bulunan hastalara Türk musikisi makamları dinletilerek terapi uygulamaları yapılmakta olup, beyinde alfa ve teta dalgalarının değiştiği tespit edilmiştir ve bir çok hastanın müzik terapi seansları ile komadan çıktıkları gözlenmiştir“ şeklinde konuştu.     Ritimli ve yüksek tonlu sesler sağlığa zararlı  “Kesinlikle yüksek tonlu müzik dinlenen mekanlara gitmeyin. Yapılan bilimsel araştırmalar neticesinde insan bedeni ve ruhu müziğin ritimlerinden aşırı derecede etkilenmektedir. Biz uzun yılardır bu konu üzerinde çalışma yapmaktayiz. Bazı yüksek tonlu müzikler insan hücrelerine zarar vermesi sonucu çeşitli hastalıklara sebebiyet vermektedir. Bunların en başında beyindeki hücrelerin ölmesi,kalp hastalıkları ve işitme kayıpları gelmektedir.Ritmi yüksek, sesli müzik dinlemenin kalpkrizlerine yol acabilecegnden dolayı bazı Avrupa ülklerinde diskolarda üst sınır belirlenmiştir. Onun için ben yıllardır gürültü kirliliği olduğundan dolayı düğünlere ve konserlere gitmiyorum“  300 den fazla müzik aleti var  Dünya genelinde değişik coğrafyalarda yaşamış Türklere ait 300 den fazla müzik aletinin var olduğunu biliyoruz. Bunların 50 ye yakınını şuan biz çalıyoruz. Bununla birlikte sürekli Türk kültürüne ait nota yada tarihi bir ses ritmi bulmamız halinde müzelerle yada yetkili makamlarla görüşüp bir örneğini alıp onun üzerinde çalışma yapıyoruz.Şuan Azerbeycan, Tataristan, Basurdistan, Kırım, Trakya, Kıbrıs, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan,Altay,Yakutistan, Uygur ve Saha Türkleri olmaküzere 13 ayrı Türk topluluklarının müzikleri konusunda çalışmamız var. Yaklaşık 3-4 bin senelik bir tarihi sahnede icra ediyoruz.     Rüyamda elime keman verildi  12 yaşında bir rüya gördüm. Uzun boylu biri bana keman uzattı. Bende aldım ve çalmaya başladım. Uyanınca rüyamı babama anlattım. Babam hiçbirşey demeden beni alıp keman bulabileceği bir yere götürdü. Kemanı ve keman çalmasını ögrenebilecegim biriyle irtibat kurdurdu. Ben belirli bir süre sonra öğrendim. Sonra Du çalmasını ve ney üflemesini öğrendim. Daha sonra ise kendimi geliştirerek Rebab çalmasını öğrendim. Bir vesileyle 1 ay kadar OrtaAsya´ya gitme imkânım oldu. Bu zaman süresinde alabildiğim kadar müzik aletleri ve plaklardan aldım. Dönüşte onalari hayatımın bir parçası olacak çalışmalarıma dahil ettim.     Yrd. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç Kimdir? İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü´nü bitirdikten sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği´nde, Prof. Dr. Ayhan Songar´ın yanında müzikle tedavi konusunda klinik psikoloji doktorası yapıp alalninda tek uzman olan Dr Güvenç daha sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde Türk Musikisini Araştırma ve Uygulama Merkezi´ni kurdu. Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü´nde Türk Musikisini araştırma ve Tanıtma Birimi´nde öğretim üyesi olarak görev aldı. 1992 yılında Özbekistan Bilim heyeti tarafından kendisine Fergana Üniversitesi fahri profesörlük payesi verildi. Aynı yıl Arjantin Academia de las Naciones, Güvenç´i şeref ödülüne layık görmüştür. Merkezi Münih´te olan Enternasyonal Dinamik Psikiyatri kuruluşu (WADP) Türkiye temsilciliği yapmış olan Güvenç´e ayrıca ABD Boston Massachusetts Üniversitesinden teşekkür ve başarı sertifikası verilmiştir (1993). Motif Halk Oyunları Eğitim Derneğinin 1996 musiki araştırma dalında üstün hizmet ödülünü kazanmıştır. 2004 yılında, TÜRKSAV tarafından Türk Dünyası´na hizmet ödülü verilmiştir.Samanyolu Televizyonu´nda, Musikimizin Perde Arkası isimli on üç bölümlük bir seri program hazırlamıştır. Hemen bütün yerli ve pek çok yabancı tv kanalında canlı ve paket programları yayınlanmaktadır. Yerli ve yabancı başında çalışmaları ile ilgili yazılar yer almaktadır.  1998 yılı 24-28 şubat tarihleri arasında Başkurtistan Neftekamsk kentinde yapılan Dostluk Şarkısı Festivali´ne Rahmi Oruç Güvenç başkanlığında katılan Tümata grubuna üçüncülük ödülü verilmiştir.1975 yılında TÜMATA (Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma) grubunu kurmuştur. Süyümbike ve Kanikey isimlerinde iki kızı vardır. Ergoterapist olan eşi Azize Andrea Güvenç ile on iki yıldır evlidir ve birlikte çalışmaktadır. Hüseyin Oluc – Münih
Dünyaca ünlü müzikle tedavi uzmanı Yrd. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç ile 1975 yılında kurdukları Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma (TÜMATA) Grubu ve çalışmaları hakkında konuştuk.

Müzik konusunda araştırma yapan uzmanların görüşüne göre müzik, konuşmadan önce de vardı. Konuşma için gerekli olan soyut kavramlar, hafıza, semboller, çağrışımlar, analojik bağlantılar insanla beraber gelişmiş ve olgunlaşmıştır. Tabiatın her zerresinde ise büyük bir nizam ve ahenk içinde devam eden ritim ve melodi beraberliği bulunmaktadır. Kuş seslerindeki ahenk ve ritim mükemmelliğinde; elektronların, atomların, galaksilerin hareketleri ile vücudumuzdaki sıvıların dolaşımlarının büyütülen seslerinde müziğin varlık alemiyle ilgi ve ilişkisini gözlemleyebilmekteyiz.

 Dünyada müzik ve müzikterapi tarihi anlayışı bizi antropoloji, tarih, ethnoterapi, ethnomedicin, psikoloji, pedagoji, sosyoloji, spiritüalite, parapisikoloji gibi bilimlerle işbirliğine götürmektedir.

Dünyaca ünlü müzikle tedavi uzmanı Yrd. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç ile 1975 yılında kurdukları Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma (TÜMATA) Grubu ve çalışmaları hakkında konuştuk. TÜMATA grubunun kurucusu Yrd. Doç. Dr.Güvenç amaçlarının “Türk musikisini tanıtmak ve müzikle insanlara şifa kaynağı olabilmek“ olduğunu ifade etti.

1975 yılından bu yana çalışmalarını aralıksız değişik ortamlarda sürdürdüğünü ve kullanılan müzik aletlerinin hemen hemen hepsinin Türk dünyasının kültürünü yansıttığını belirten Güvenç, Büyük Türk Bilgini Farabi´nin müzik makamlarının ruha etkisini şöyle sınıflandırdigini belirterek“ Rast makamı: İnsana sefa(neşe, huzur) verir. Rehavi makamı: İnsana beka (sonsuzluk fikri) verir. Küçek makamı: İnsana hassasiyet (duyarlılık) verir.Büzürk makamı: İnsana havf ( çekinme, sakınma duygusu) verir.İsfahan makamı: İnsana hareket kabiliyeti ve güven hissi verir.Neva makamı: İnsana lezzet ve ferahlık verir.Uşşak makamı: İnsana gülme 'dilhek' verir.Zirgüle makamı: İnsana uyku 'nevm' verir.Saba makamı: İnasana şecaat (cesaret, kuvvet) verir.Buselik makamı: İnsana kuvvet verir.Hüseyni makamı: İnsana sulh (sükunet, rahatlık) verir.Hicaz makamı: İnsana tevazu (alçak gönüllülük) verir.“ dedi.

Yaptıkları uygulamanın insanlar üzerindeki tesirini ise su şekilde açıklayan Güvenç, “Günümüzde tarafımızdan uygulanan teknikte bu esaslara sadık kalınmıştır. Hasta istirahat pozisyonunu alır, bir seans süresince geniş ve rahatlatıcı bir ritim ve su sesi eşliğinde, Ney, Rebab, Çeng, Ud, Dombra ve Rubab ile emprovize (ritimli taksim) yapılır ve uygun makamlar üzerinde çalışılır. Bu şekilde bir icra sırasında, otizm'den ve psikolojik çocuk hastalıklarından Geriatri'ye kadar çeşitli psikolojik ve fizik hastalıklarda olumlu değişmeler ve iyileşmeler gözlenmektedir. Bu konuda Dr. L. Gutjahr ve Prof. V. Mechleid tarafından EEG ölçümleri yapılmış ve en az 1000 yıllık bu gelenek bugünün labarotuvarında doğrulanmıştır. 400'den fazla olduğu bilinen bu makamlardan önemli olan 15 tanesi üzerinde uygulamalardan sonra tedavide kullanılacak kaset ve CD'ler tarafımızdan vücuda getirilmiştir.Viyana'da Meidling Rehabilitasyon Merkezi'nde komada bulunan hastalara Türk musikisi makamları dinletilerek terapi uygulamaları yapılmakta olup, beyinde alfa ve teta dalgalarının değiştiği tespit edilmiştir ve bir çok hastanın müzik terapi seansları ile komadan çıktıkları gözlenmiştir“ şeklinde konuştu.

 

  Ritimli ve yüksek tonlu sesler sağlığa zararlı

 “Kesinlikle yüksek tonlu müzik dinlenen mekanlara gitmeyin. Yapılan bilimsel araştırmalar neticesinde insan bedeni ve ruhu müziğin ritimlerinden aşırı derecede etkilenmektedir. Biz uzun yılardır bu konu üzerinde çalışma yapmaktayiz. Bazı yüksek tonlu müzikler insan hücrelerine zarar vermesi sonucu çeşitli hastalıklara sebebiyet vermektedir. Bunların en başında beyindeki hücrelerin ölmesi,kalp hastalıkları ve işitme kayıpları gelmektedir.Ritmi yüksek, sesli müzik dinlemenin kalpkrizlerine yol acabilecegnden dolayı bazı Avrupa ülklerinde diskolarda üst sınır belirlenmiştir. Onun için ben yıllardır gürültü kirliliği olduğundan dolayı düğünlere ve konserlere gitmiyorum“

 300 den fazla müzik aleti var

 Dünya genelinde değişik coğrafyalarda yaşamış Türklere ait 300 den fazla müzik aletinin var olduğunu biliyoruz. Bunların 50 ye yakınını şuan biz çalıyoruz. Bununla birlikte sürekli Türk kültürüne ait nota yada tarihi bir ses ritmi bulmamız halinde müzelerle yada yetkili makamlarla görüşüp bir örneğini alıp onun üzerinde çalışma yapıyoruz.Şuan Azerbeycan, Tataristan, Basurdistan, Kırım, Trakya, Kıbrıs, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan,Altay,Yakutistan, Uygur ve Saha Türkleri olmaküzere 13 ayrı Türk topluluklarının müzikleri konusunda çalışmamız var. Yaklaşık 3-4 bin senelik bir tarihi sahnede icra ediyoruz.

 

  Rüyamda elime keman verildi

 12 yaşında bir rüya gördüm. Uzun boylu biri bana keman uzattı. Bende aldım ve çalmaya başladım. Uyanınca rüyamı babama anlattım. Babam hiçbirşey demeden beni alıp keman bulabileceği bir yere götürdü. Kemanı ve keman çalmasını ögrenebilecegim biriyle irtibat kurdurdu. Ben belirli bir süre sonra öğrendim. Sonra Du çalmasını ve ney üflemesini öğrendim. Daha sonra ise kendimi geliştirerek Rebab çalmasını öğrendim. Bir vesileyle 1 ay kadar OrtaAsya´ya gitme imkânım oldu. Bu zaman süresinde alabildiğim kadar müzik aletleri ve plaklardan aldım. Dönüşte onalari hayatımın bir parçası olacak çalışmalarıma dahil ettim.

 

  Yrd. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç Kimdir? İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü´nü bitirdikten sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği´nde, Prof. Dr. Ayhan Songar´ın yanında müzikle tedavi konusunda klinik psikoloji doktorası yapıp alalninda tek uzman olan Dr Güvenç daha sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde Türk Musikisini Araştırma ve Uygulama Merkezi´ni kurdu. Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü´nde Türk Musikisini araştırma ve Tanıtma Birimi´nde öğretim üyesi olarak görev aldı. 1992 yılında Özbekistan Bilim heyeti tarafından kendisine Fergana Üniversitesi fahri profesörlük payesi verildi. Aynı yıl Arjantin Academia de las Naciones, Güvenç´i şeref ödülüne layık görmüştür. Merkezi Münih´te olan Enternasyonal Dinamik Psikiyatri kuruluşu (WADP) Türkiye temsilciliği yapmış olan Güvenç´e ayrıca ABD Boston Massachusetts Üniversitesinden teşekkür ve başarı sertifikası verilmiştir (1993). Motif Halk Oyunları Eğitim Derneğinin 1996 musiki araştırma dalında üstün hizmet ödülünü kazanmıştır. 2004 yılında, TÜRKSAV tarafından Türk Dünyası´na hizmet ödülü verilmiştir.Samanyolu Televizyonu´nda, Musikimizin Perde Arkası isimli on üç bölümlük bir seri program hazırlamıştır. Hemen bütün yerli ve pek çok yabancı tv kanalında canlı ve paket programları yayınlanmaktadır. Yerli ve yabancı başında çalışmaları ile ilgili yazılar yer almaktadır.

 1998 yılı 24-28 şubat tarihleri arasında Başkurtistan Neftekamsk kentinde yapılan Dostluk Şarkısı Festivali´ne Rahmi Oruç Güvenç başkanlığında katılan Tümata grubuna üçüncülük ödülü verilmiştir.1975 yılında TÜMATA (Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma) grubunu kurmuştur. Süyümbike ve Kanikey isimlerinde iki kızı vardır. Ergoterapist olan eşi Azize Andrea Güvenç ile on iki yıldır evlidir ve birlikte çalışmaktadır.

Hüseyin Oluc – Münih

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve munihinsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.