SEVİNÇ ARDA’DAN SIRADIŞI KLİP

Röportajlar 10.05.2016 - 21:33, Güncelleme: 01.12.2021 - 20:21 2096+ kez okundu.
 

SEVİNÇ ARDA’DAN SIRADIŞI KLİP

Avrupalı Türklerin gururu haline gelen Sevinç Arda, yeni video klibiyle yine gündeme oturdu.
Avrupa sahnelerinin hanımefendi, Türk Sanat Müziği sanatçısı Sevinç Arda, Maske adlı albümünden “Benim hayatım” parçası için Türkiye’de Down Sendromlu ve bazı engelli çocuklarla alışılmışın dışında bir video klip çektirdi. Ünlü sanatçımızın son klibi https://www.youtube.com/watch?v=CdvehhcBxNk&feature=youtu.be adresinden izlenebilecek. Sanatçımızla son video klibini ve diğer konuları hoş bir sohbet havasında konuştuk.  Her zaman sadece sesi ve yorumuyla değil, hanımefendiliği, yardımseverliği ve özellikle İsviçre ve Almanya’daki uyum içerikli çalışmaları ile Avrupalı Türklerin gururu haline gelen Sevinç Arda, yeni video klibiyle yine gündeme oturdu. Son iki ayda iki ödül birden alan sanatçımızla Münih’te görüştük. Sanatçımızla, son video klibini ve diğer konuları hoş bir sohbet havasında konuştuk.  KISACA KENDİNİZ TANITIRMSINIZ? “Akdeniz'in incisi Mersin 'de doğdum. Orta, lise ve üniversite yıllarımda  TSM ve THM korolarında şarkı söylerken, 1990’da yolum Almanya’ya düştü. Burada da müzik eğitimime devam ederken, bir çok Türk Sanat Müziği Korosu’nun kuruluşuna imza attım. Müzik çalışmalarını uyum projeleri ile birlikte yürütürken, bu çalışmalarından dolayı 2007 yılında Berlin'de Almanya Cumhurbaşkanlığı Sarayına özel davet edildim.  Uyum ve müzik çalışmalarımın yanı sıra Alman kütüphanelerine Türkçe kitaplar temin ederek Türkçe bölümlerinin açılmasına ön ayak oldum.  Baden Württemberg Eyaleti içerisinde yer alan Lörrach şehrinde her yaz düzenlenen "Stimmen (Sesler)”  festivali çerçevesinde 2006 yılında Türkiye'den Aynur, Sabahat Akkiraz, Kardeş Türküler, Mercan Dede gibi tanınmış sanatçılarımızın yanı sıra, Türk müziğine damgasını vuran ve izleyici rekoru kıran Sezen Aksu konserinde ön sanatçı olarak sahne alma gururunu yaşadım”.   BİZE BİRAZ DA ESERLERİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ? “2012 sonlarında Türk Müziğinin nadide eserlerinden oluşan 12 şarkılık “HER MEVSİM” isimli albümümle dinleyicilerimle buluştum. 2014  Temmuz ayında da yepyeni 4 şarkıdan oluşan “MASKE” isimli maxi singlemi çıkarttım. 1980’lerin eski aranjmanları tadındaki bu albüm, Güven Baran ve Özgür Özkan besteleri , Fırat Özbaylar'ın aranjeleri ve Türkiye'nin en önde gelen müzisyenleri 'nin imzasını taşıyor. Bu albümüm, Fa müzik etiketiyle tüm D&R, müzik marketler ve dijital platformlardan satın alınabilir”.  SON ÇEKTİĞİNİZ SIRA DIŞI KLİBİ BİZE ANLATIR MISINIZ? “Maske albümünden içinde çok önemli misyonu olan “Benim hayatım” parçanın klibini çektik. Bu parça, kendi yaşanmışlıklarımdan çıkan bir eserdir. Yaşamın tüm zorluklarına rağmen hayattan kopmayan, dik duruşunu bozmayan insanların öyküsüdür. Bu eser benim ricam üzerine hazırlanmış içeriği bana ait bir parçadır. Semih Emre Aydın’ın kamerası, Güven Baran’ın söz ve müziğini üstlendiği şarkı her insanın kendi hayatından yaşanmışlıkları içeren duygu dolu sözleriyle, hayata motife edici yaklaşımıyla, büyük bir yankı uyandırmakta olup, video klibiyle de bir farkındalık yaratma amacıyla çekildi.  Klibin çekimine Adıyaman-Kahta’da başladık. Adıyaman-Kahta Gazeteciler Cemiyeti Sosyal İşlerden Sorumlu Başkanı Bülent Buğday ve tekl başına baktığı 9 yaşındaki engelli kızı da klipte rol aldı. Yeni klibim, https://www.youtube.com/watch?v=CdvehhcBxNk&feature=youtu.be adresinden izlenebilecek”.  DOWN SENDREOMLU ÇOCUKLAR ROL ALDI “Mersin’de,  Türkiye’de ilk sayılı olma özelliğine sahip, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan tarafından hayata geçirilmiş olan Down Kafe’de çalışan Down Sendromlu gençlerin katılımlarıyla klibimizi zenginleştirdik. Yine Mersin’de Pompei Beach’te de Down Sendromlu çocuklarla ilk okul çocuklarını bir araya getirerek çekimler yaptık. Son durağımız İstanbul’da elleri olmayan ressam kızımız Ayşe Işık video klibimize renk kattı. “Ayaklarıyla hayata tutunan ressam” olarak tanınan bu kızımız klipte bir resim yaptı”  DUYGU SÖMÜRÜSÜ YOK “Biz bu videoda özellikle kemoterapi gören kanser hastasını veya daha kötü durumda olanları koymadık. Çünkü bu duygu sömürüsüne girecekti. Şarkımın esas misyonu, hayatta her türlü zorluklara rağmen,  ayakta durabilen, gözyaşlarına gülebilen insanları göstermek, Ve sonunda gözyaşlarına rağmen “biz acıya gülebiliyoruz” diyen motife edici bir video klip sunduk.  Her türlü zoruluğa karşı yaşamak güzeldir. Gözünüzü açın görün, etrafınızda o kadar acı çeken insan var, neler var. İnsanlar nelerle mücadele ediyor. Gözünüzü açın, bu anı yaşayın, her daim şükretmek ve “hamd dolsun” demeyi bilmek lazımdır”.  GELECEKLE İLGİLİ PLANLARINIZ NEDİR? “Gelecekle ilgili yapmak istediğim iki büyük proje var. Birincisi kliniklerde aynı İsviçre ve Baden Württemberg eyaletinde yaptığım gibi Bavyera eyaletinde de Kanser hastalarına bir piyanist eşliğinde yine Türkçe şarkılar seslendirmek istiyorum. Kalpleri fethetmek ve o hasta insanları bir nebze osun başka bir yerlere götürebilmek istiyorum.  Çünkü müzik dünyadaki en güzel terapi şeklidir. Hele ki klasik müzik. İkinci projem de eşimle birlikte üniversite öğrencilerinin çok az para ödeyerek kalabileceği ve görev olarak ta günde iki saat yaşlıları gezdirmek, onlara kitap okumak, onlarla film izlemek, sohbet etmek olacağı, yaşlıları ve gençleri bir araya getiren, huzur evi kurmak. Yıllardır en büyük hayalim bu”.  SÖYLEŞİMİZE EKLEMEK İSTEDİKLEİRNİZ VAR MI? “Yaşadığım her yerde mutlaka şehirleri bir araya getirmişimdir. Koroları bir araya getirdim. İki ayrı şehirde aynı repertuvarlarla çok büyük korolar oluşturdum. Bence bir şehirde üç veya beş koro olması, müziğimiz adına çok büyük getirisi olan bir şey değildir.  Bence birleştirici olmak, egoları yenmek ve insanlara, daha büyük kitlelere ulaşabilmek için bir adım geride  durup sanat kazansın diyebilmek çok önemlidir. Bu yüzden ben egosuna yenik insanlarla çalışamıyorum, çünkü ego insanı hep bir adım geriye götürür aslında. Bence müzik anlamında Türklerin bir araya gelip dev bir koro oluşturabilmesi ve bunların da Almanlara da yönelik olabilmesi gerekir. Çünkü ben yaptığım bütün programları, Alman ve İsviçre gazetelerinde boy boy haber oluyordu, çünkü dinleyici kitlem, her kesimdendi. Müziğimizi sadece bizim çalıp bizim söylememiz yeterli değil, çünkü müzik evrenselse bunu tüm evrene duyurabilmemiz gerekmektedir. Orada koroları çalıştıran insanlara çok büyük görevler düşmektedir. Herkes işbirliğin önemini kavrarsa çok büyük başarılar elde edilebilir. Ben korolarımla çok değişik milletlerle birlikte sahne aldım, gördüğüm şey şudur, sanatla ilgilenen insanlar özellikle yapıcı olmak zorundadır. Baden Würtemberg gibi Bavyera’da da müziğimiz Almanlara tanıtıp, onların gönüllerini fetih etmemezi gerekmektedir”. Ahmet İNCEL / MÜNİH
Avrupalı Türklerin gururu haline gelen Sevinç Arda, yeni video klibiyle yine gündeme oturdu.

Avrupa sahnelerinin hanımefendi, Türk Sanat Müziği sanatçısı Sevinç Arda, Maske adlı albümünden “Benim hayatım” parçası için Türkiye’de Down Sendromlu ve bazı engelli çocuklarla alışılmışın dışında bir video klip çektirdi. Ünlü sanatçımızın son klibi https://www.youtube.com/watch?v=CdvehhcBxNk&feature=youtu.be adresinden izlenebilecek. Sanatçımızla son video klibini ve diğer konuları hoş bir sohbet havasında konuştuk. 

Her zaman sadece sesi ve yorumuyla değil, hanımefendiliği, yardımseverliği ve özellikle İsviçre ve Almanya’daki uyum içerikli çalışmaları ile Avrupalı Türklerin gururu haline gelen Sevinç Arda, yeni video klibiyle yine gündeme oturdu. Son iki ayda iki ödül birden alan sanatçımızla Münih’te görüştük. Sanatçımızla, son video klibini ve diğer konuları hoş bir sohbet havasında konuştuk.

 KISACA KENDİNİZ TANITIRMSINIZ?

“Akdeniz'in incisi Mersin 'de doğdum. Orta, lise ve üniversite yıllarımda  TSM ve THM korolarında şarkı söylerken, 1990’da yolum Almanya’ya düştü. Burada da müzik eğitimime devam ederken, bir çok Türk Sanat Müziği Korosu’nun kuruluşuna imza attım. Müzik çalışmalarını uyum projeleri ile birlikte yürütürken, bu çalışmalarından dolayı 2007 yılında Berlin'de Almanya Cumhurbaşkanlığı Sarayına özel davet edildim.  Uyum ve müzik çalışmalarımın yanı sıra Alman kütüphanelerine Türkçe kitaplar temin ederek Türkçe bölümlerinin açılmasına ön ayak oldum.  Baden Württemberg Eyaleti içerisinde yer alan Lörrach şehrinde her yaz düzenlenen "Stimmen (Sesler)”  festivali çerçevesinde 2006 yılında Türkiye'den Aynur, Sabahat Akkiraz, Kardeş Türküler, Mercan Dede gibi tanınmış sanatçılarımızın yanı sıra, Türk müziğine damgasını vuran ve izleyici rekoru kıran Sezen Aksu konserinde ön sanatçı olarak sahne alma gururunu yaşadım”.

 

BİZE BİRAZ DA ESERLERİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ?

“2012 sonlarında Türk Müziğinin nadide eserlerinden oluşan 12 şarkılık “HER MEVSİM” isimli albümümle dinleyicilerimle buluştum. 2014  Temmuz ayında da yepyeni 4 şarkıdan oluşan “MASKE” isimli maxi singlemi çıkarttım. 1980’lerin eski aranjmanları tadındaki bu albüm, Güven Baran ve Özgür Özkan besteleri , Fırat Özbaylar'ın aranjeleri ve Türkiye'nin en önde gelen müzisyenleri 'nin imzasını taşıyor. Bu albümüm, Fa müzik etiketiyle tüm D&R, müzik marketler ve dijital platformlardan satın alınabilir”.

 SON ÇEKTİĞİNİZ SIRA DIŞI KLİBİ BİZE ANLATIR MISINIZ?

“Maske albümünden içinde çok önemli misyonu olan “Benim hayatım” parçanın klibini çektik. Bu parça, kendi yaşanmışlıklarımdan çıkan bir eserdir. Yaşamın tüm zorluklarına rağmen hayattan kopmayan, dik duruşunu bozmayan insanların öyküsüdür. Bu eser benim ricam üzerine hazırlanmış içeriği bana ait bir parçadır. Semih Emre Aydın’ın kamerası, Güven Baran’ın söz ve müziğini üstlendiği şarkı her insanın kendi hayatından yaşanmışlıkları içeren duygu dolu sözleriyle, hayata motife edici yaklaşımıyla, büyük bir yankı uyandırmakta olup, video klibiyle de bir farkındalık yaratma amacıyla çekildi.  Klibin çekimine Adıyaman-Kahta’da başladık. Adıyaman-Kahta Gazeteciler Cemiyeti Sosyal İşlerden Sorumlu Başkanı Bülent Buğday ve tekl başına baktığı 9 yaşındaki engelli kızı da klipte rol aldı. Yeni klibim, https://www.youtube.com/watch?v=CdvehhcBxNk&feature=youtu.be adresinden izlenebilecek”.

 DOWN SENDREOMLU ÇOCUKLAR ROL ALDI

“Mersin’de,  Türkiye’de ilk sayılı olma özelliğine sahip, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan tarafından hayata geçirilmiş olan Down Kafe’de çalışan Down Sendromlu gençlerin katılımlarıyla klibimizi zenginleştirdik. Yine Mersin’de Pompei Beach’te de Down Sendromlu çocuklarla ilk okul çocuklarını bir araya getirerek çekimler yaptık. Son durağımız İstanbul’da elleri olmayan ressam kızımız Ayşe Işık video klibimize renk kattı. “Ayaklarıyla hayata tutunan ressam” olarak tanınan bu kızımız klipte bir resim yaptı”

 DUYGU SÖMÜRÜSÜ YOK

“Biz bu videoda özellikle kemoterapi gören kanser hastasını veya daha kötü durumda olanları koymadık. Çünkü bu duygu sömürüsüne girecekti. Şarkımın esas misyonu, hayatta her türlü zorluklara rağmen,  ayakta durabilen, gözyaşlarına gülebilen insanları göstermek, Ve sonunda gözyaşlarına rağmen “biz acıya gülebiliyoruz” diyen motife edici bir video klip sunduk.  Her türlü zoruluğa karşı yaşamak güzeldir. Gözünüzü açın görün, etrafınızda o kadar acı çeken insan var, neler var. İnsanlar nelerle mücadele ediyor. Gözünüzü açın, bu anı yaşayın, her daim şükretmek ve “hamd dolsun” demeyi bilmek lazımdır”.

 GELECEKLE İLGİLİ PLANLARINIZ NEDİR?

“Gelecekle ilgili yapmak istediğim iki büyük proje var. Birincisi kliniklerde aynı İsviçre ve Baden Württemberg eyaletinde yaptığım gibi Bavyera eyaletinde de Kanser hastalarına bir piyanist eşliğinde yine Türkçe şarkılar seslendirmek istiyorum. Kalpleri fethetmek ve o hasta insanları bir nebze osun başka bir yerlere götürebilmek istiyorum.  Çünkü müzik dünyadaki en güzel terapi şeklidir. Hele ki klasik müzik. İkinci projem de eşimle birlikte üniversite öğrencilerinin çok az para ödeyerek kalabileceği ve görev olarak ta günde iki saat yaşlıları gezdirmek, onlara kitap okumak, onlarla film izlemek, sohbet etmek olacağı, yaşlıları ve gençleri bir araya getiren, huzur evi kurmak. Yıllardır en büyük hayalim bu”.

 SÖYLEŞİMİZE EKLEMEK İSTEDİKLEİRNİZ VAR MI?

“Yaşadığım her yerde mutlaka şehirleri bir araya getirmişimdir. Koroları bir araya getirdim. İki ayrı şehirde aynı repertuvarlarla çok büyük korolar oluşturdum. Bence bir şehirde üç veya beş koro olması, müziğimiz adına çok büyük getirisi olan bir şey değildir.  Bence birleştirici olmak, egoları yenmek ve insanlara, daha büyük kitlelere ulaşabilmek için bir adım geride  durup sanat kazansın diyebilmek çok önemlidir. Bu yüzden ben egosuna yenik insanlarla çalışamıyorum, çünkü ego insanı hep bir adım geriye götürür aslında. Bence müzik anlamında Türklerin bir araya gelip dev bir koro oluşturabilmesi ve bunların da Almanlara da yönelik olabilmesi gerekir. Çünkü ben yaptığım bütün programları, Alman ve İsviçre gazetelerinde boy boy haber oluyordu, çünkü dinleyici kitlem, her kesimdendi. Müziğimizi sadece bizim çalıp bizim söylememiz yeterli değil, çünkü müzik evrenselse bunu tüm evrene duyurabilmemiz gerekmektedir. Orada koroları çalıştıran insanlara çok büyük görevler düşmektedir. Herkes işbirliğin önemini kavrarsa çok büyük başarılar elde edilebilir. Ben korolarımla çok değişik milletlerle birlikte sahne aldım, gördüğüm şey şudur, sanatla ilgilenen insanlar özellikle yapıcı olmak zorundadır. Baden Würtemberg gibi Bavyera’da da müziğimiz Almanlara tanıtıp, onların gönüllerini fetih etmemezi gerekmektedir”.

Ahmet İNCEL / MÜNİH

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve munihinsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.