ADALET GÜNEL İLE EL ELE ÜZERİNE
Bir engelli ile ciddi anlamda ilk tanışması onun için acı bir tecrübeydi. O güne kadar akranları ile sağlıklı bir şekilde koşup oynayan oğlunun 10 yaşına geldiğinde kas erimesi hastalığına yakalandığını ve bir daha yürüyemeyeceğini öğrendi. Önceleri inanamadı, şaka gibi geldi. Olayın ciddiyetine vardığında önce kendi oğluna daha sonra çevresinde ki engellilere umut olmaya karar verdi.
----------------------------
Röportajın videosu
---------------------------
Deniz GEZGİNCİ: Adalet Günel kimdir kısaca sizi tanıyabilir miyiz ?
ADALET GÜNEL: 1971 yılında eşim askere gidince ailemin yanına Almanya’ya geldim. İlk başta düşüncemiz bir iki sene burada çalışıp, Türkiye’de ev alacak parayı kazanıp geri dönmekti. Fakat hala geri dönemedik.
Deniz GEZGİNCİ: Sanıyorum sizin de engelli bir çocuğunuz var. Engeliyle ilk tanışmanız ne zaman oldu ve ilk anda neler hissettiniz ?
ADALET GÜNEL: Benim iki tane oğlum var. Büyük oğlum 1973, küçük oğlum ise 1975 doğumlu. Büyük oğlumda her hangi bir rahatsızlık yoktu fakat 1975 doğumlu olan oğlum 10 yaşına kadar sağlıklı bir şekilde yürüyor olabilmesine rağmen o yıldan sonra rahatsızlık baş gösterdi. Denge bozuklukları başladı, yürürken tökezlemeye başladı. Doktorlar ilk başlarda hiçbir şey yok, ortopedik ayakkabı ile çözülecek sıkıntılar deyip beni devamlı oyalıyorlardı. Ancak ben olayın bu kadar basit olmadığını tahmin etmeye başlamıştım. Doktorları sıkıştırmaya başlayınca kasığından ve sinirinden parça almamız gerekiyor dediler. Yapılan biyopsi sonucunda oğlumun kas erimesi hastalığı olduğu ve çaresinin olmadığını söylediler. İlk etapta bana şaka gibi gelmişti ama daha sonra çocuğumuzun yürüyemeyeceğini ve hatta kasların gücünü kaybetmesi nedeni ile her an ölüm gibi acı bir sonucun olabileceğini öğrendik. Bir engelli ile ciddi anlamda ilk tanışmam o zaman oldu.
Deniz GEZGİNCİ: El Ele Alman Türk Engellilere Yardım Federasyonunun kurulum süreci nasıl gerçekleşti ?
ADALET GÜNEL: Yufka yürekli biri olduğum için insanlara acıma ve yardım etme duygum hep vardı. Engelli bir oğlum olunca bir annenin ne kadar eziyet çekebileceğini yaşayarak öğrendim. Türkiye’ye tatile gittiğim zaman engelli insanların durumlarını görüyordum ve onlara nasıl yardımcı olabilirim diye düşünüyordum. Daha sonra bir gün kitap okurken (bunun hayal mi yoksa gerçek mi olduğunu hala bilmiyorum) rüya gibi hayal gibi bir şey gördüm. Önlük giymiştim ve önümden bir çok engelli insan geçiyordu. Ben de onlara araba ve koltuk değneği dağıtıyordum. Nasıl ki sanatçıya ilham gelir bana da allah tarafından öyle bir şey geldi. Bu olayı eşime anlattığımda o da bana “allah sana muhakkak ki böyle bir görev verdi. Türkiye Sakatlar Derneği’ni ara biz de onlara arabamızı hediye edelim” dedi. İstanbul’da ki Sakatlar Derneği ile iletişime geçtim ve İstanbul’a gidip onlarla tanıştım. Arabamı da hibe etmek istediğimi belirttiğimde arabanın 3 yaşında olması gerektiğini, 10 yaşında olduğu için prosedür gereği alamayacaklarını belirttiler. “Peki size nasıl yardımcı olabilirim?” diye sorduğumda “para toplayabilirsiniz” diyerek yanıt verdiler. “Biz size Avrupa temsilciliğimizi verelim oradan bize destek olun” dediler. Bir süre onlardan evrak gelmesini bekledim ancak hiçbir şey gelmedi. Benim de duygularım daha çok alevlenmeye başladı. En sonunda arkadaşlarıma “biz bunları niye bekliyoruz, dernek denilen şey nasıl açılıyor. Bu işi biz açalım ve herkese özgürce yardımlarımızı yapalım” dedim. Arkadaşlarım da “Eğer sen liderlik edersen biz senin arkandayız, biz sana inanıyoruz” diye cevap verdiler. Bu nefes bende olduğu müddetçe insanlara yardım etmek istiyorum dedim ve o gün bugündür bu işi yapıyoruz.
Deniz GEZGİNCİ: El Ele Derneği kaç yılında kuruldu ?
ADALET GÜNEL: 1991 yılında kuruldu ve bu yıl kısmetse 25. Yılını kutlayacağız. Bu kutlama için de büyük bir jübile hazırlıyoruz. Şu anda çalışmalarımıza başladık. Münih’in en güzel yerinde yapacağız. Türkiye’den çok özel dernek başkanları ve devlet büyüklerimizi davet ettik.
Deniz GEZGİNCİ: Türkiye’de ki engellilere yardım ettiğinizi biliyorum. Yardıma muhtaç olan engellileri seçerken nelere dikkat ediyorsunuz ?
ADALET GÜNEL: Türkiye’den yardım taleplerinde öncelikle muhtarlıktan ve valilikten fakir olduğunu belgeleyen evrak, doktor raporunda akülü araba kullanma şartı ve gerçekten akülü arabaya ihtiyacı var mı ? Bunları araştırıyoruz. Bu belgeler olmadan akülü arabayı vermiyoruz. Çünkü biz bu arabaları çok zor şartlarda Hollanda’dan alıyoruz ve gönderiyoruz. Herkes akülü araba istiyor ama her engelli akülü araba kullanamıyor. Bu sağlık açısından yasak, doktorları vermiyor. Mesela aynı şey bizim de başımızdan geçti. Oğluma verdikleri araba elleri ile kullanması içindi. Doktorlara “herkeste akülü araba var benim oğluma neden vermiyorsunuz?” diye sorduğumda. “Oğlunuz kullanabildiği kadar kolları ile kullansın çünkü BU onun kaslarını güçlendirecek” demişti. Ne zaman insanlar kaslarını hiç kullanamayacakları hale geldiğinde biz akülü arabayı o zaman veriyoruz.
Deniz GEZGİNCİ: Almanya’da engelli olmak ve Türkiye’de engelli olmak arasında sizce nasıl farklar var ?
ADALET GÜNEL: Örneğin geçen yaz oğlumla Türkiye’ye gittiğimizde engellileri denize götürmek istedik. Bir kere Türkiye’de ki yollar engelliler için uygun değil. Engelliler için otel bulmak çok zordu. Antalya’da beş yıldızlı oteller olmasına rağmen maalesef engellilere uygun çok az otel var. Gemi seyahatlerinde gemiye binmek engelliler için büyük problemdi. Bunlar yaşadığımız en basit örneklerdi.
DENİZ GEZGİNCİ : Sanıyorum bazı yardımları Türkiye’ye gidip kendi elinizle teslim ediyorsunuz. O an neler hissediyorsunuz ?
ADALET GÜNEL : İki ay evvel seçim sandıklarında görevliyken sayın konsolosumuz Selçuk Bey yanıma geldi ve Bodrum Turgutreis’te engelli bir çocukla tanıştığını, çok zor durumda olduklarını, bu aileye akülü araba götürme şansımızın olup olmadığını sordu. Başkanımız Cengiz Bey’i arayıp ne yapabileceğimizi konuştuk. Bir saat sonra Cengiz Bey Hollanda’ya arabayı almaya gitmişi bile. Akülü arabası olmadığı için yardım edeceğimiz çocuğun artık sırt kemikleri yamulmuş. Arabayı alıp bizzat kendi elimle havalimanında teslim ettim. Çocuk arabayı görünce heyecandan çıldırmıştı. O duygu anlatılmaz, yaşanır.
Deniz GEZGİNCİ: Bu yardımları maddi olarak nasıl topluyorsunuz ?
ADALET GÜNEL: Derneğimizde şu anda çalışan yaklaşık 95 gönüllü arkadaşımız var. Bu sayıda her gün artıyor. Gönüllüler aidat ödüyorlar. Eşten dosttan yardım toplayarak, gecelerimizde etkinlik yaparak, kendi arkadaşlarımızdan bağış olarak temin ediyoruz. Özellikle Türk Hava Yolları ve Öger Turizm bu konuda bize çok destek oluyor. Onların sayesinde de akülü arabaları buradan ücretsiz olarak Türkiye’ye götürüyoruz. Maalesef Almanya’dan parasal destek alamıyoruz. Çünkü Alman devleti hiçbir zaman “Alın ben size bu parayı vereyim de siz Türkiye’de ki insanlara yardım edin” demiyor. Projelerimize karşı bir ücret veriyorlar o da senede 1000 Euroyu geçmiyor. Şu anda kiralık bir yer arıyoruz ancak kira ödeyecek paramız yok. Hala arayış içerisindeyiz.
Deniz GEZGİNCİ: Size ortalama ne kadar talep geliyor ve ne kadarını karşılayabiliyor sunuz ?
ADALET GÜNEL: Yardım az, istek çok olunca bize gelen taleplerin yüzde ellisini anca karşılayabiliyoruz.
Deniz GEZGİNCİ: Almanya’da yaşayan Türklerden talep geliyor mu ?
ADALET GÜNEL: Buradan da istekler geliyor ama onları biz sigortaya yönlendiriyoruz. Zaten Alman devleti bu ihtiyaçlarını ödüyor.
Deniz GEZGİNCİ: Halen Engelli vatandaşlarımız için “özürlü” kelimesini kullanan vatandaşlarımız var. Siz “özürlü” kelimesini duyduğunuzda nasıl bir tepki veriyorsunuz ?
ADALET GÜNEL: Derneğimizin eski adı Alman – Türk Engellilere Yardım Derneği idi. Biz bu ismi El Ele olarak değiştirdik. İstanbul Sakatlar Derneği Başkanı ile bu konuyu konuştuğumda “sakatlar adını değiştirmeniz mümkün değil mi ?” diye sormuştum. Sözlüğe bakarsanız sakat kelimesinin engelli demek olduğunu görürsünüz diye cevap vermişti. Bana göre “özürlü” kelimesi yanlış, “engelli” kelimesi doğru. Çünkü engelliler zaman içerisinde engellerini aşabilirler. Hepimiz de birer engelli adayı olduğumuz için ben “engelli” kelimesini daha uygun buluyorum.
Deniz GEZGİNCİ: Her yıl Engelliler haftasında bir araya geliyorsunuz. Bu yıl ki organizasyon hakkında bilgi verebilir misiniz ?
ADALET GÜNEL: Her sene 03 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü, anneler gününü ve sevgililer gününü kutluyoruz. Amacımız eğlence değil, eğlence içerisinde engellilerimiz için menfaat sağlamak. Bu gecelerde engellilerimizden zaten ücret almıyoruz.
Deniz GEZGİNCİ: Münih’te ki engellilere nasıl ulaşıyorsunuz. Sizlere ulaşmak isteyen, yardım etmek isteyen, yardıma muhtaç olan engelli ve yakınları sizlere nasıl ulaşabilirler ?
ADALET GÜNEL: Gönüllülere çok ihtiyacımız var ve hepsine kapımız açık. Çünkü insanlar buradan para kazanmıyorlar aksine ceplerinden para harcıyorlar. Ben bu işi 25 senedir yapabiliyorsam, arkadaşlarım yapabiliyorsa onlar da yapabilirler. Bize katılmak isteyenler, yönetime katılmak isteyenler şuanda da müracaat edebilirler. Yakında da seçimlerimiz olacak. Telefonum 0716 85449889 bana bu numaradan ulaşabilirler. Üyelere, bağışlara, tekerlekli arabaya, giyim eşyalarına, tıbbi malzemelere her zaman ihtiyacımız var.
Deniz GEZGİNCİ: Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir ?
ADALET GÜNEL: El Ele’yi Başkanımız Cengiz Hocazade’ye dernek olarak bıraktım federasyonu Cengiz Bey yaptı. “Boynuz kulağı geçer” diye bir laf var bunu kendisi için kullanabilirim. Derneğimizi 10 yıl ileriye götürdü. Derneği federasyon, federasyonu da konfederasyon yaptı. Benim çocuğum gibi büyüttüğüm bu kuruma el attı ve ben bayrağı kendisine gönül rahatlığı ile teslim ettim. Kendisine başarılı çalışmalarından ötürü çok teşekkür ediyorum. 2016 yılında herkese sağlıklı günler diliyorum.
munihinsesi.com / özel