AFD 2. DÜNYA SAVAŞINDAN SONRA İLK KEZ BİRİNCİ PARTİ OLDU
Thüringen'de yapılan yerel seçimlerde AFD yüzde 30,5 oy oranıyla birinci parti oldu. Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) ise yüzde 24,5 oy alarak ikinci sırada yer aldı. Saksonya'da yapılan seçimlerde ise CDU yüzde 31,5 oy oranıyla birinci sırada yer alırken, AfD yüzde 30 ile ikinci parti oldu.
AfD göç politikası ile seçmeni ikna etti.
Almanya’da göç politikasıyla ilgili memnuniyetsizlik, AfD'ye büyük bir zafer kazandırdı. Thüringen'in AfD baş adayı Björn Höcke etrafında toplanan AfD, göç konusu ile seçmeni ikna etmeyi başardı. Sol Parti Başbakanı Bodo Ramelow büyük bir düşüş yaşarken, Mario Voigt (CDU) ikinci sırayı aldı.
Almanya’da ZDF adına “Forschungsgruppe Wahlen”in istatistikçilerine göre, AfD'nin “Mülteciler ve Sığınma” konuları her iki eyalette de belirleyici olduğunu açıkladılar. Yapılan ankete göre Saksonya'da seçmenlerin %35'i göçün “en önemli sorun” olduğunu söylerken, Thüringen'de bu oran %32 oldu. Thüringen'de 17.633, Saksonya'da 19.474 seçmenle yapılan anketler bu sonuçları ortaya koydu.
Başbakan Olaf Scholz: Acı verici
Başbakan Olaf Scholz, Almanya’nın iki doğu bölgesindeki seçim sonuçlarını “acı verici” olarak değerlendirdi ve demokrat partilerin AfD’siz koalisyon kurmaları gerektiğini söyledi.
Dünya basını böyle gördü…
Doğu'daki eyalet seçimlerinden sonra uluslararası gazeteler seçimler için: Thüringen ve Saksonya'daki seçimler Almanya'yı sarsıyor ve dünya izliyor başlıkları attı. Önde gelen uluslararası medya kuruluşlarının siyasi gözlemcileri, AfD'nin başarılarının ve Ampel (Trafik Işığı) partilerinin aldığı darbelerin ne kadar geniş kapsamlı sonuçlara yol açabileceğini dramatik bir şekilde ortaya koydu.
ABD’li Wall Street Journal Almanya’daki seçimleri “Seçmenler Olaf Scholz’tan Bıktı” başlığı ile değerlendirdi. Wall Street Journal; “Sonuçlar, ulusal anketlerin bir yıldan uzun süredir söylediğini doğruluyor: Seçmenler Olaf Scholz’tan ve göçü kontrol edemeyen, somut ve büyüyen ekonomik zarara rağmen iklim hedeflerine sıkı sıkıya bağlı kalan bir koalisyondan bıkmış durumda. Böylece isyancılara karşı geriye kalan tek ana akım alternatif Hristiyan Demokratlar oluyor. Alman seçmenlere, işlevsiz hükümet partileriyle sabırsız olmalarını suç olarak görmek yanlış olur. Suçlamayı, seçmenlerin hayal kırıklığı artarken, yavaş kalan ve kendi içine kapanan yerleşik politikacılara yöneltmek gerekir” yorumu ile verdi.
Politico Europe ise haberi “SPD Kötü Performans Gösterdi, Koalisyonu Daha da Kötü” başlığı ile duyurduğu haberinde “Sonuç, Şansölye Olaf Scholz için bir başka siyasi çivi. SPD seçimlerde kötü performans gösterdi ve hükümet koalisyonundaki diğer partiler daha da kötü performans sergiledi. CDU görünüşe göre birinci sırayı garantiledi. Bu, Scholz’un SPD’sini tahttan indirebileceğini gösteren ulusal anketlerle örtüşüyor” satırlarına yer verdi.
Deniz Gezginci - Münih