ALMANLARA TANGO ÖĞRETEN TRAKYALI
Deniz Gezginci: Kimdir bu Almanlara Tango dersi veren Trakyalı?
Levent Göksu: Uzunköprü Malkara’dan Almanya’ya gelmiş gurbetçi bir ailenin oğluyum. Burada doğup burada büyüdüm. Aynı zamanda Fizyoterapistim. Bundan on yıl önce Arjantin Tango ile tanıştım ve hayatım değişti. Sekiz yıldır Almanya’da bir çok ülkeden bir çok kişiye Arjantin Tango dersleri veriyorum.
Deniz Gezginci: Almanya’da yaşayan gurbetçi bir ailenin oğlunun Tango ile tanışması nasıl oldu?
Levent Göksu: Ben bu dansla 2010 yılında tanıştım. O yıllar hayatımda hayal kırıklığına uğradığım, zor yıllardı. Bir çıkış yolu arıyor, kendimi sorguluyordum. Herhalde kişiliğimde biraz liderlik eksikliği var diye düşünürken dans etmeyi denedim. Dans ederken de hanımefendilerden liderlik öğreneyim istedim. Arjantin Tangosu ile tanışınca bu dansa aşık oldum. O gün bugündür de dans ediyorum.
Deniz Gezginci: Neden özellikle Arjantin Tango?
Levent Göksu: Diğer dans türleri ilgimi çekmedi nedense. Daha zarif, daha klasik ve stilli olan bir tür aradım. Bu dansın özelliği özgürlüğü. Özel adımları yok, kuralları yok. Biz öğretmenler bile öğrencilerimize ders verirken bunu şöyle yapın, şunu böyle yapın diyemiyoruz. Herkes keyfine göre istediği gibi dans ediyor. Bu çok büyük bir hediye, çok büyük bir özgürlük.
Deniz Gezginci: Bu özgürlükte Trakyalı olmanın da etkisi var mı?
Levent Göksu: Trakyalı olup özgürlüğüne düşkün olmayan var mı? Hareketi seven birisiyim. Hem de Arjantin ile Türkiye arasındaki insanların aynı kafada olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de de Arjantin tangosu çok tutuluyor.
Deniz Gezginci: Özellikle Almanya’da Türk deyince akla dönerci, taksici, bant işçisi geliyordu. Bu algı değişti mi? Almanlar senden Tango dersi alırken Türk olduğunu öğrenince şaşırıyorlar mı?
Levent Göksü: Hayır… Alman toplumu bu durumu aşmış durumda. Özellikle Münih’te çok sayıda yabancı olduğu için yadırgamıyorlar. Hatta ben Türküm dediğim zaman Almanlar “tamam o zaman sorun yok” diyorlar. Çünkü Arjantin tangosu biz Türklerin kültürüne çok yatkın bir dans. Biz bu dansı yemişiz, yutmuşuz. Arjantinlilerin bu dansla ilgili bize öğretecek bir şeyi kalmamış hatta biz onlara öğretmeye başlayabiliriz.
Deniz Gezginci: Münih’in en hareketli meydanlarından biri olan Königsplatz’ta açık alanda bu dansın hem kursunu vermek hem icra etmek zor olmuyor mu?
Levent Göksu: Hiç zor olmuyor çünkü bir çok insan hiçbir şeye aldırış etmeden özgürce dans etmek istiyor. Özellikle Almanya’da şehir hayatı biraz sıkıcı. İşten eve, evden işe. Öyle rutin bir hayat var ki burada. Hem de her şey maddiyata bağlı. Ama biz sıcak kanlı insanlarız. Biz Edirne’de, Tekirdağ’da, Malkara’da, Keşan’da alışkınız düğünlerde “hoppada hoppa” diye oynamaya. Yerimizde duramayız. Bu sıkıcılık bize gelmez. Ben de böyle bir ortamda topluma bir iyilik yapayım dedim ve açık alanda Arjantin Tango yapmaya başladım. İnsanlar da geldi bize katıldı. Şimdi şehrin meydanında doya doya dans ediyoruz.
Deniz Gezginci: Böyle bir etkinliği bu meydanda yüzlerce insanla birlikte yapmanız sorun yaratmıyor mu? İzin almanız gerekmiyor mu?
Levent Göksu: İnanır mısınız Almanlar bile böyle bir şeyin yasak olup olmadığını bilmiyordu. Paris’e gittim orada yüzlerce insan sokaklarda Tango, Salsa dansı ediyorlar. İtalya’ya gittim aynı. Ben de dedim biz Münih’te de dans edeceğiz. Kanunlara baktım dışarıda dans etmek yasak değil. İnsanların bireysel ve grup halinde eğlenmeye hakları var. Çaldım müziği, çağırdım arkadaşları ve biz dans etmeye başladık. Sekiz yıldan beri istediğimiz gibi dans ediyoruz. Her güzel havada buradayız.
Deniz Gezginci: Türklerin ilgisi nasıl oluyor?
Levent Göksu: Açık söyleyeceğim Türkler bu danstan biraz çekiniyor. Buradaki topluma bakacak olursak Türkler yüzde bir oranında geliyorlar. Bence bunun nedeni de Arjantin Tango yakın temas edilen bir dans, açık bir dans. Toplum arasında bazı erkekler ve bayanların dünyaya bakış açısı farklı oluyor. Herkesin gözü önünde bu kadar yakın temasta bulunmak istemiyorlar. Ama ben isterim ki daha çok Türk gelsin. Hiç endişelenmesinler. Burada çok saygılı bir toplumda yaşıyoruz. Arkadaşlıktan, beraber dans etmekten zevk alıyoruz. Buyurun gelin, hepiniz gelin. Ne kadar çok olursak o kadar iyidir. O kadar zevkli olur.
Deniz Gezginci: Son olarak ne söylemek istersin?
Levent Göksu: Benim üç tane çocuğum var. Büyük kızım Leyla 16 yaşında, oğlum Ferdinand 14 yaşında ve küçük kızım Levin 2 yaşında. Biz bu özgür dünyayı çocuklarımıza hazırlıyoruz. İstiyoruz ki çocuklarımız da özgür olsunlar.
Deniz Gezginci - Münih
İşte o röportaj