Münih Atatürkçü Düşünce Derneği, geçtiğimiz Cumartesi günü Münih’in gözde meydanlarından Stachus’ta 19 Mayıs’ı gezi ruhu ile kutladı. Havanın da güzel olduğu o gün hem 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlandı hem de Gezi olayları ikinci yılında bir kez daha anıldı.

Geçtiğimiz haftaki yazımda  daha çok eleştiri yapacağımı ama bu eleştirilerin “dostane” olarak algılanması gerektiğini söylemiştim.  Bugünkü yazımda da ADD’nin yaptığı kutlama ile ilgili olumlu ve olumsuz izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Önceliği  olumlulara verelim…

Öncelikle Münih ADD’nin çiçeği burnunda Başkanı Hatice Kaya hakkında bir şeyler yazmak istiyorum. Kendisi ile birkaç etkinlikte bir araya gelme, sohbet etme fırsatımız oldu. Haza İstanbul hanımefendisi bir bayan. İdealist, aydın, çağdaş, yenilikçi, hoş görülü, yapıcı, birleştirici. Düşüncelerini çok beğendim. Yapmak istediği bir çok şey var. Eminim ki ADD Münih’e bir bayan eli değdiği çok kısa sürede hissedilecek.

Organizasyonun bir diğer güzel tarafı tabii ki de Münih’in meydanında Türk bayraklarının, Atatürk posterlerinin bir kez daha dalgalanması idi. Gezi Parkı eylemlerinde ön sıralarda yer alan Türkiye Gençlik Birliği Avrupa temsilcilerinin de gelip konuşma yapmaları son derece anlamlıydı.

 Bence bu organizasyonun en önemli yanı ise diğer sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin katılımı oldu. Bugüne kadar maalesef çok fazla bir araya gelemeyen bu temsilcilere de söz hakkı verildi ve onlar da düşüncelerini ifade etti. Umuyorum ki bu ilk adım, ilk kıvılcım olur. Önümüzdeki milli bayramlar Münih’te ki  bütün sivil toplum örgütleri ile birlikte, daha kalabalık, daha coşkulu kutlanır.

Bu organizasyonun  gerçekleşmesinde emek harcayan Münih Atatürkçü Düşünce Derneği emekçilerine,  katılım sağlayan TGB Avrupa temsilcilerine, CHP Münih Birliği’ne, ÜÇ BEŞ KİŞİ Sivil inisiyatif halk hareketine,  konuşmaları ile destek veren Prof. Dr. Aydın Fındıkçı’ya, ADD’nin eski başkanı Murat Taşdanoğlu’na ve  katılan herkese teşekkür ediyorum.

Gelelim olumsuzluklara…

Gönül isterdi ki, bu organizasyona 40-50 kişi değil de binlerce kişi katılsın.

Gönül isterdi ki,  o gün AKP konvoyu düzenleyen Münih’te ki AK Parti taraftarları o konvoyun ardından parti bayraklarını bir kenara bırakıp ellerindeki Türk bayrakları ile bu coşkuya ortak olsun.

Gönül isterdi ki, saat 15.30’da başlayacak olan kutlamalar bir buçuk saat geç başlamasın.

Gönül isterdi ki, organizasyon biraz daha profesyonel olsun. En azından ses sistemi gibi önemli ayrıntılar daha kaliteli olsun.

Gönül isterdi ki, Atatürkçü Düşünce Derneği Vatan partisinin reklamını yapmasın. Bence en çok üzerine gidilmesi gereken, en çok dikkat çeken konu da buydu. Geçtiğimiz haftalarda ADD’nin bir toplantısına gittiğimde giriş kapısında üzerinde Doğu Perinçek’in fotoğrafları olan Vatan Partisi’nin broşürlerini gördüğümde şaşırmıştım. 19 Mayıs kutlamasında koca minibüsün üzerinde aynı senaryo ile karşılaşınca daha da üzüldüm.

Üzüldüm çünkü bana göre kurucuları arasında Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Doç. Dr. Bahriye Üçok ve Prof. Dr. Muammer Aksoy gibi değerli isimleri barındıran Atatürkçü Düşünce Derneği’nin her hangi bir partiyi arkasına almaya ihtiyacı yoktur.

Çünkü Atatürkçü Düşünce;  partisi, siyasi görüşü ne olursa olsun “Ne mutlu Türküm diyene” diyen herkesin sahip çıkması gereken bir düşüncedir. Partiler üstüdür.

Umuyorum ki Münih Atatürkçü Düşünce Derneği yönetimi bundan sonra bu konuya daha bir özen gösterir ve Vatan Partisinin reklamını yapmaktan vazgeçer.

Deniz GEZGİNCİ
deniz@munihinsesi.com
Twitter: @denizgezginci