BİR FESTİVAL DAHA BÖYLE GEÇTİ
Rio Filmpalast’ta gerçekleştirilen açılış töreninde “Bir Zamanlar Gelecek: 2121” filminin gösterimi yapıldı ve filmin sonunda filmin yönetmeni Serpil Altın, senaristi Korhan Uğur ve başrol oyuncusu Selen Öztürk izleyenlerin sorularını yanıtladı.
Münih Türk Film Günleri Ekibinden Esra Şahin ve Aylin Romey’inTürkçe – Almanca olarak gerçekleştirdiği açılış konuşmasında günler öncesinden biletleri bitiren ve salonu dolduran sinemaseverlere teşekkür edildi. Konuşmada festival hakkında bilgiler verilirken, Türkiye'den güncel yapımlardan oluşan çok yönlü programda on uzun metrajlı ve beş kısa filmlerden oluşan, klasik dramalar, bilim kurgu filmleri, gerilim ve komediler, kadın yönetmenlerin filmleri, kuir içerikli filmler ve kadın sorunları üzerine filmler beyaz perdeye yansıtılacağı belirtildi.
Türkiye’deki LGBTI sinemasını görünür yapmak istediklerini belirten Aylin Romey; “34.‘ünü gerçekleştirdiğimiz Münih Türk Film Günlerinde, çeşitlilik konusuna ayrı bir önem veriyoruz. Özellikle kuir yaşam ve özgürlük mücadelesine, festivalimiz kapsamında özel bir alan açarak, Türkiye LGBTİ sınamasının görünürlüğünü destekliyoruz. Bu amaçla LGBTİ bireylerin hikayelerini anlatan iki uzun metraj film ve bir belgesel sunuyoruz. Ayrıca kısa film programında da bu konuyu ele alan bir film yer alıyor. Filmler, kuir yaşamın farklı yönlerini keşfediyor ve Türkiye'deki LGBTİ topluluğunun karşı karşıya kaldığı zorlukları farklı perspektiflerden ele alıyor. Bu filmlerin özellikle Türkiye’de ve bunun ötesinde dünya kamuoyunda hoşgörün ve kabulün yerleşmesine önemli bir katkı sağladıklarına inanıyoruz” dedi.
Yapılan konuşmaların ardından “Bir Zamanlar Gelecek: 2121” filminin gösterimine geçildi. Gösterimin ardından filmin Yönetmeni Serpil Altın, Senarist ve Yapımcısı Korhan Uğur, Başrol oyuncusu Selen Öztürk sinemaseverlerin sorularını yanıtladı.
“Gelecek ve kaygı” cümlelerinin bu filmi çekmelerinde önemli bir yeri olduğunu belirten Yönetmen Serpil Altın; “Bu filmi çekmemizi iki kelime sağladı. Gelecek ve kaygı. Gelecek kaygısı hissettiğinizde tür kendiliğinden ortaya çıkmış oluyor. Ülkemden ve dünyaya baktığımda bu dünyanın yüz yıl sonrasında çok umutlu olma ihtimalini sorgulamam gerektiğini düşündüm. O yüzden distopya ve bilimkurgu kendi kendine oluşmaya başladı. Bu gezegende yaşayan insanlar olarak kurtlar gibiyiz. Gezegeni her gün biraz daha yiyoruz” dedi.
Film ile ilgili konuşan oyuncu Selen Öztürk, “Filmde kurulan dünya çok normal değildi. Biraz stilize biraz robotik şekilde oynamak istedik. Aslında bizim için deneme gibi bir şey oldu. İkna ediciliği ya da inandırıcılığı konusunda seyircinin takdiri. Güzel bir deneyimdi. Tüm oyuncu arkadaşlarımın bu tarz filmlerde oynamasını çok isterim çünkü her zaman beyaz perdeye böyle projeler gelmiyor” dedi.
Filmin sonunda gerçekleştirilen kokteylde Türkiye ve Suriye’de yaşanan deprem felaketi nedeni ile depremzedeler için bağış toplandı.
Festivalin ardından bir açıklama yayınlayan Türk Film Günleri Ekibi; “34. Münih Türk Film Günleri başarılı bir şekilde sona erdi. Büyüleyici filmlerle ve heyecan veren sohbetler ile dolu dört festival günü yaşadık. Harika izleyicilerimize, cömert destekçilerimize, sponsorlarımıza ve ortaklarımıza ve ayrıca Rio Filmpalast ve Neues Rottmann Kino’ nun özverili ekiplerine çok teşekkür ederiz” denildi.
Deniz Gezginci- Münih