CİNAYETLERİN TRAVMASI

Deniz Gezginci: NSU davasında gelinen son durum nedir?

 

Şu anda Almanya Başsavcılığında iki konuda soruşturma devam ediyor. Birincisi yardım ve yataklıktan suçlanan Andre Eminger‘in aldığı iki buçuk sene cezayı başsavcı düşük bularak  itiraz etmişti. Bu konuda 2021 içerisinde karar verilecek. Bunun yanında kurumsal hatalar konusunda bir iç soruşturma sürüyor. Bu konu gizli olduğu için şu anda hangi aşamada bilmiyoruz. 13 meclis araştırma komisyonu, 5 yıl süren mahkeme sürecinin ardından halen daha karanlıkta kalan noktalar var. Kurban yakınlarında ve toplumda adaletin yerini bulmadığı duygusu yaygın.

 

Deniz Gezginci: Siz bugüne kadar bu davayı nasıl takip ettiniz?

 

Hem suikastlar süreci hem de mahkeme sürecini politik duyarlı bir insan olarak yakından takip etmiştim. Bavyera Eyalet Meclisine seçildikten sonra gönüllü olarak aşırı sağa karşı strateji geliştirme görevine talip oldum. Parti meclis grubundaki arkadaşlarım bu isteğimi onayladılar. Üç yıl önce bu görevi üstlendikten sonra yaptığım çalışmalarda NSU konusu geniş yer kapladı ve gelecek iki sene daha devam edecek. 11 yıl bankalar soyulmuş, bombalar patlatılmış ve insanlar öldürülmüş, bütün bunlar rastlantı sonucu ortaya çıkmış ve ülkenin güvenlik kuruluşları yetersiz kalmıştı. Bu cinayetler Almanya tarihinde eşi olmayan bir süreçti ve bu olayın travması daha onlarca yıl devam edecek.

 

Deniz Gezginci: Bu süreçte NSU kurbanlarının aileleri ile temaslarınız oldu mu?

 

Son iki yıl içerisinde NSU konusuna yoğunlaştım. Yeşiller meclis grubu olarak ilk adım olarak bilirkişi raporu hazırlattık. 13 Meclis araştırma komisyonunun raporları incelendi ve karanlıkta kalan noktalar bu raporla tespit edildi. Bilirkişi raporunda üç sonuca varıldı. Birincisi, kurban yakınları ve sivil toplumda NSU konusunda birçok konunun karanlıkta kaldığı duygusu hâkim. İkincisi, bu saldırıların sadece üç kişilik suikast çekirdek grubu ve bunun çevresinde toplanan yirmi kişiden oluşmadığı ve saldırıların yapıldığı şehirlerde saldırı noktaları hakkında bilgi toplayan bir ağ olma ihtimalinin yüksek olduğu. Üçüncüsü, istihbarat, polis ve adalet kurumlarındaki zaafların giderilip giderilmediğinin denetlenmesinin gerekli olduğu. Bilirkişi raporunun yanında bir dizi görüşmeler yaptım. Örneğin mağdur avukatlarından Mehmet Daimagüler ve Seda Başay Yıldız ile görüştüm. Mağdur yakınlarıyla mecliste görüşmeler yaptım. Bunların dışında bu konuda uzmanlaşan kurum ve kişilerle görüştüm.

 

Deniz Gezginci: Bu davada içinize sinmeyen bir şeyler var mı?

 

Münih’te yürütülen NSU davası kararı okunurken mağdurların ağlaması ve Nazilerin alkışlaması. Güvenlik sisteminin ve istihbaratın bu kadar yetersiz kalmasını içime sindiremedim.

 

Deniz Gezginci: Neden meclis araştırma komisyonu kurulmasına karar verdiniz?

 

Bu iki sene boyunca üç tane 180 sorudan oluşan meclis soru önergesi verdik. Aldığımız cevaplar bizi tatmin etmedi. Muhalefetin en keskin kılıcı meclis araştırma komisyonudur. Sonuç alabilmek için bu etkili araca başvurmanın zorunlu olduğunu gördük. Hazırlattığımız bilirkişi raporunda belirlenen üç konuda karanlıkta kalan noktalarda aydınlanma sağlamayı amaçlıyoruz. Büyük resme ulaşmak için en fazla saldırıların yaşandığı eyalet olan Bavyera’da kendi payımıza düşen katkıyı yapmak istiyoruz. Hem topluma hem de mağdurlara karşı bu konuda borcumuz var.

 

Deniz Gezginci: Sizce neden Bavyera eyaleti ana eylem yeri olarak seçildi. Bununla ilgili sizin bir tahmininiz var mı?

 

Araştırma Komisyonunun cevabını bulmaya çalışacağı en önemli sorulardan bir tanesi bu. Bir sene sonra bu konuda daha fazla bir şeyler söyleyebileceğime inanıyorum.

 

Deniz Gezginci: Böylesine kritik bir davanın üzerine gitmek devlet kurumlarını rahatsız edecek mi?

 

Bence aksine devlet kurumlarının buna sevinmesi gerekir. Çünkü bu olay devletin güvenlik örgütlerine karşı büyük bir güvensizlik oluşmasına yol açtı. Bu güvenin sağlanması zaafların üzerine kararlılıkla gitmekten geçer. Şu ana kadar rahatsızlık duyduklarını hmedim.

 

Deniz Gezginci: Türk kökenli bir milletvekili olarak bu davanın üzerine gitmenizi nasıl karşılıyorlar?

 

Ben Türk kökenli Alman milletvekiliyim. Ancak bu sorunun üzerine gitmemdeki ana neden hangi kökenden geldiğimden dolayı değil. İnsanlık suçu işleyen aşırı sağcı ve faşist odakların kurutulmasını isteyen tüm toplumsal kesimler adına hareket ediyorum. Göçmenlerden daha fazla bu konuda demokratik sivil toplum kesimlerinden destek alıyorum. Almanya ‘da ortak bir gelecek sağlayabileceksek eğer bu ırkçı ve aşırı sağcı odakları kurutmakla mümkün olabilir. Bunu da gelecek kuşaklar için bir görev olarak görüyorum.

 

Deniz Gezginci: Bu çalışmalarınız sonucunda davada nasıl bir yol almayı düşünüyorsunuz?

 

Bu yılın sonuna kadar SPD meclis grubundan arkadaşlar ile araştırma komisyonunda cevaplandırılmasını düşündüğümüz soruları belirleyeceğiz. En geç ocak ayında meclise araştırma komisyonu önergesini vereceğiz ve en kısa zamanda çalışmalarına başlamasını sağlayacağız. Bir buçuk sene bu çalışmaların devam edeceğini tahmin ediyorum.

 

Deniz Gezginci: Almanya’da aşırı sağın gelişimi sizce nasıl engellenebilir?

 

Aşırı sağcı terör ve ırkçılık güvenlik içinde bir arada yaşamamızın önünde engel. Göçmenler hedef gösteriliyor ama amaç Almanya’da iktidarı ele geçirmek. Aşırı sağın gelişimi Alman demokratları ile göçmenlerin ortak mücadelesi ile engellenebilir. Kassel‘de Halit Yozgat’ın öldürülmesi yeterince soruşturulup suçlular yakalansaydı belki Vali Walter Lübcke halen yaşıyor olacaktı.

 

Deniz Gezginci - Münih