ECE GAUER İLE RESİM VE SANAT ÜZERİNE

Deniz GEZGİNCİ: Ece hanım sizi biraz tanıyabilir miyiz ?

Ece GAUER: 1984 İstanbul doğumluyum. İstanbul Mimar Sinan Üniversitesi’ni bitirdikten sonra Münih’e Güzel Sanatlar Akademisi’nde okumak için geldim ve burada kalıp öğrenimime devam ettim.

Deniz GEZGİNCİ: Münih’i tercih etme nedeniniz neydi ?

Ece GAUER: Buranın Akademi eğitimi Mimar Sinan’a göre bana daha farklı geldi. Sanata daha farklı bir perspektifte bakmaya başladım. O nedenle Münih’te kaldım.

Deniz GEZGİNCİ: Resim ile tanışmanız nasıl gerçekleşti ?
Ece GAUER: Doğduğumdan beri resim yapıyordum ve her çocuk gibi bende resim yapmasını çok seviyordum. Ben ısrarla resim yapmak isterken doktor olan annem ve babam benim matematik, fizik  öğrenmem için ısrar ediyordu. Fen Lisesi’ne geçtim ve bu dersler hayatımda daha çok yer aldı. O sıralar Türkiye’de ki sınavlara hazırlanmam gerektiği için kendimi bir koşuşturmanın içerisinde buldum ve resim ile fazla ilgilenemedim. Ama içimde her zaman resim yapma isteği vardı.  Daha sonra Fransızca öğrenim aldığım bir liseye geçtim. Üniversite sınavlarına hazırlık derken resim yapma isteğim bir yerden patlak verdi. O sıra ressam olmaya karar verdim. Ailem biraz şaşırdı, en azından mimarlık okumamı istediler. Öğrenim için Fransa’ya gittim. Moda Tasırımı ve Pazarlama okuduktan sonra Mimar Sinan’a derece ile girdim. Orayı da birincilikle bitirince aileme resim yapma isteğimi kanıtlamış olduğumu düşünüyorum.

 

Deniz GEZGİNCİ: Resim yapmak doğuştan gelen bir kabiliyet mi yoksa herkes öğrenip ressam olabilir mi ?

Ece GAUER: İnsanlara doğuştan bir sürü kabiliyetler verildiğine inanıyorum. Önemli olan bizler bunun farkında oluyor muyuz ve üzerine ne koyuyor muyuz? Mesela siz de farkında değilsinizdir ama belki çok iyi bir enstrüman çalıyor olabilirsiniz. Hiç denemeden insan bunun farkına varamaz. Ben şanslıydım çünkü ailem beni spor ve sanatın diğer dallarına zorladılar. Ancak ben sürekli resim yapıyordum. Çok küçük yaştan itibaren resim kurslarına gidiyordum.  Sanıyorum bende resim kabiliyeti vardı ama bunun üzerine çok çalışmasaydım bu da öyle bir kabiliyet olarak kalacaktı. İnsanın hayat boyu çalışması gerekiyor. O nedenle benim de daha çok çalışmam gerektiğini düşünüyorum.

 

Deniz GEZGİNCİ: Ressamlık nasıl bir meslek ?

Ece GAUER: Maalesef ressamlık bir meslek olarak kabul edilmiyor. Mesleğin ne diye sorduklarında ressamım dediğimde nasıl yani duvar mı boyuyorsun gibi tepkiler alıyorum. Ressamım dememe rağmen hemen ardından meslek olarak ne yapıyorsun ? gibi sorular geliyor. Bu benim mesleğim dediğimde de nasıl para kazanıyorsun ? diye soruyorlar.

 

Deniz GEZGİNCİ: Bir resmi nasıl tuvale yansıtıyorsunuz onu çok merak ediyorum. Önce kafanızda tamamını şekillendiriyor musunuz yoksa yapmaya başladıkça gerisi geliyor mu ?

Ece GAUER: Bu sorunuz herkes için göreceli bir kavram. Bende Akademide ki arkadaşlarıma sorduğumda her gün yeni bir şey öğreniyorum. Mesela bir tanesi sabahtan akşama kadar düşünüyor, şiir okuyor, kitap okuyor bir tane çizgi çekiyor. O resmi 8 bin euroya satıyor onun için o sanat oluyor. Bize üniversitede eskizler alarak, önceden tasarlanarak  resim yapmamız öğütlenmişti. Bende öyle yapıyordum. Bilgisayarı ve çeşitli görsel medya programları kullanıyordum. Daha sonra bu yöntem benim için özünü kaybetmeye, benim için materyal haline gelmeye başladı. Yaptığım işlerden tatmin olmamaya başlamıştım. Bir şeyler eksikti benim için. Hayatımda da öyleydi. Yaşam şekli gerçekten insanın işlerine de yansıyor. Buradaki profesörüm de bir gün beni sınıfın önünde rencide edince o gün benim için bir milat oldu. Çok fazla okumaya başladım, hayatımın anlamını araştırmaya başladım. Bu resimlerime de yansıdı. Artık planlayarak resim yapmıyorum. Okuduklarımla ve dinlediklerimle resim yapmaya çalışıyorum.

Deniz GEZGİNCİ: Resim yaparken hangi duygular içerisindesiniz ?
Ece GAUEN: Tabii ki ilham bekleyerek olmuyor. Ben henüz iyi bir sanatçı değilim ama olmaya çalışıyorum. İyi bir sanatçı nasıl olur ben size onu söyleyeyim. Sabah mesaiye kalkar gibi erken kalkmak gerekiyor. Resim yapmasanız bile atölyede iş başı yapmanız gerekiyor. Gece yatağa yattığınızda bile yarın ne yapacağınızı kafanızda tasarlamanız gerekiyor. Sürekli o an yaptığınız resim ile yaşıyorsunuz. İlham geldi hadi bugün çalışayım da bir hafta yatayım gibi bir şey söz konusu değil.

Deniz GEZGİNCİ: Biraz aldığınız ödüllerden bahsedebilir misiniz ?

Ece GAUER: Mimar Sinan’da birincilik aldığım ödül Sabancı ödülüydü. Riga’da mozaik ödülü birinciliğim var. Şu anda Riga’nın merkezinde bulunuyor. Üç metrelik bir duvara mozaik çalışmıştım. Geçen yıl Münih’te bir ödül aldım. Şuan aklıma gelmeyen ödüllerim de var.

Deniz GEZGİNCİ: Münih’te sanat yapmak zor mu ?
Ece GAUER: Zor. Çünkü çok büyük bir şehir değil. Kosmopolit değil. Sanatla çok fazla iç içe olmuş bir şehir değil. Bana kalırsa İstanbul sanat yönünden çok daha fazla gelişime açık ve ilerlemeye hazır.

 

Deniz GEZGİNCİ: Merak ediyorum bir ressam iyi para kazanıyor mu ?
Ece GAUER: Kazananlar var. Ama hiç kazanamayıp aç kalanlar da var. Her meslek dalında olduğu gibi bu da bir şans meselesi. Para kazanmanın sırrı doğru yerde doğru zamanda doğru kişilerle olmaktan geçiyor.

Deniz GEZGİNCİ: Sizin çalışmalarınız hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler size nereden ulaşabilirler ?

Ece GAUER: İnternet sayfam www.ecegauer.com sitesinden yaptığım resimlere bakabilirsiniz. Facebook sayfasından Ece Gauer olarak bulabilirsiniz. Ayrıca Akademide bir sanat atölyem var oraya gelip ziyaret edebilirler.


Deniz GEZGİNCİ: Bir sonraki etkinliğinizi ne zaman gerçekleştireceksiniz ?
Ece GAUER: 16 Temmuz Cumartesi günü Akademistrasse 2’de bir etkinliğimiz olacak. Yiyecekler, içecekler, çeşitli organizasyonlarımız olacak. Benim dışımdaki diğer arkadaşların da işlerini görebilirsiniz.  Sanattan hiç anlamıyorum diyenler için bile dolu dolu bir gün olacak. Sanat ile tanışmak için çok iyi bir fırsat diye düşünüyorum.


Deniz GEZGİNCİ: Son olarak burada yaşayan, resme, sanata ilgi duyan vatandaşlarımıza neler söylemek istersiniz?


Ece GAUER: Biz insanlardan teşvik bekliyoruz. Özellikle konsolosumuzun ve etrafında çalışanların bu tip organizasyonlara katılıp desteklemesi bizleri onore eder. Emin olun ki burada sanatla ilgilenen çok fazla Türk var. O nedenle bize sadece teşvik gerekiyor.

Deniz GEZGİNCİ
munihinsesi.com / özel