ALMANYA’NIN GÖÇ TARİHİNİ YAZIYORUZ

Deniz GEZGİNCİ: Kısaca sizi tanıyabilir miyiz ?

Zeki GENÇ: 1974 yılında Almanya’ya geldim. Ailem beni aile birleşimi ile buraya getirdi. O zaman 11 yaşındaydım. Almanya’nın kuzey bölgesine geldik. İlk geldiğim yer bir barakaydı. O zamanlar işçiler barakalarda kalıyorlardı. Çok sıcaklardan çok soğuk bir iklime ve kötü barakalara gelmiştik. O nedenle o yıllarda çok iyi anılarım olduğunu söyleyemem. Bizler o barakalardan çıktık. İlk Türk olarak Gymnasium’a gittim. Oradan abitur yapıp Münih’e okumaya geldim. O gün bugündür Münih’te kaldım. Burada bir yayınevinde çalıştım. Dernekler kurduk, çok etkili olduk. Şimdi en son olarak da kendi tarihimizi yazmaya çalışıyoruz. Tarihsiz gelecek yok.

Deniz GEZGİNCİ: Müzeyi açma amacınız  nedir ?

Zeki GENÇ: Misafir İşçilerin çocukları ve torunları olarak yarım asrı çoktan geride bırakmış bir süreci adım adım belgelemek istedik. Amacımız bu belgeleri gelecek kuşaklar için saklamak ve korumak.  Böylece herkes için görülüp incelenebilir bir hale getirmek. Ayrıca Almanya’da doğup büyüyen, okula bu ülkede gidip iş yaşamına giren, fakat göç arka planına sahip “Yeni Almanların”, Bavyera ve Federal Almanya’daki toplumsal yaşamın aktif bir parçası olduklarına dikkat çekmek istedik.

Deniz GEZGİNCİ: Ziyaretçiler müzede neler bulacak ?

Zeki GENÇ: 1980’li yılların orijinal eşyalarından tutun da o zamandan günümüze kadar olan kitaplar, broşürler, eşyalar müzede yer alacak. Türklere karşı olan girişimlerle ilgili kaynakları da topluyoruz ki bu tarihi çocuklarımız bilmezse ileride ne olduğunu anlayamazlar. Aynı zamanda bu belgeler dijital ortama da aktarılacak. O zamanlar insanların nasıl yaşadığına dair bir atmosfer yaratmak istiyoruz. Müzenin en önemli yerlerinden biri de “Zaman Tüneli” adını verdiğimiz bölüm. O zamanın tanıkları yaşadıklarını anlatıyor bizler de o anıları kayda alıyoruz.  

Deniz GEZGİNCİ:  Zaman Tüneli nasıl işleyecek ?

Zeki GENÇ:  Müzemizde insanların hayatlarını kayıt ettiğimiz stüdyolarımız var. Biz buraya “Zaman Tüneli” adını veriyoruz. Zaman tünelinde zaman tanıklarının hayatları videoya kayıt oluyor. O günleri yaşayanlar zaman tünelinde yolculuk yapıyorlar. Kendi hayatlarını anlatıyorlar. O kayıtlara kendi hayatlarını bırakıyorlar. Bunu bizim için, torunlarımız için, geleceğimiz için yapıyorlar. Zaman tünelinde insanlar Almanya’ya nasıl geldik, neden geldik, gelecekte ne düşünüyoruz?  gibi sorulara yanıtlar veriyorlar.  Kısacası bir tünelden zamana kayıtlar bırakıyorlar. Bu kayıtlar Münih’in kent arşivinde saklanıyor. Öyle detaylı anlatıyorlar ki 8 saatten aşağıya anlatan yok. 21 saat video karşısında konuşan var. Biz işin detayına iniyoruz. Türkiye’de olan bayramları, hüzünleri, aşkları, ilk arabayı, vatana ilk gidişi, Oktoberfest’e ilk gittiğinde düşündüklerini, insanların özel ve günlük hayattaki tüm detaylarını bilmek istiyoruz. Çünkü bu bilgiler ileride sosyologlar, tarihçiler için paha biçilmez olacak. Burada kesmek, biçmek, sansür yok. Neyse o. Gerçeği anlatıyoruz. Burasının önemi 10 yıl sonra anlaşılacak çünkü 10 yıl sonra bu insanlar kalmayacaklar. Guestarbeite (Yabancı işçi) diye bir kavram kalmayacak. Onlar aramızdan ayrılmış olacaklar. Bizim çocuklarımız tarihimizin neden değerli olduğunu 10 yıl sonra anlayacaklar. Biz burada onun için çalışıyoruz.

Deniz GEZGİNCİ: Buraya gelen herkesin tek umudu biran evvel ana vatana dönebilmek. İnsanlar bunca yılın ardından hala bu umudu taşıyorlar mı ?

Zeki GENÇ: 50 yıl çok uzun bir süre ve 50 yıldan sonra tarih başlar. Bir insan bir yerde 50 yıl yaşıyorsa artık oralı sayılır. Bunun dönüşü yok. Artık valizinizi bırakın, Türkiye’ye dönme düşüncenizi bırakın. Dönmeyeceksiniz. Tek döneceğiniz yer bu müzedeki hatıralarınız olacak.

Deniz GEZGİNCİ: Vitrinleri şuan boş olarak görüyorum. Bunun özel bir nedeni var mı?

Zeki GENÇ:  Evet vitrinlerin  şuan boş olmasının çok önemli bir anlamı var. Müzenin ana felsefesi “aktif” olması. Burada yaşayan insanlar kendi belgelerini kendileri müzeye getirecekler. Biz insanları davet ediyoruz, müze kurduk diye bilgilendiriyoruz. Onlar eşyalarını getirip kendileri müzeye koyacaklar. O nedenle bize pasaportunuzu, babanızın, dedenizin fotoğraflarını, o günlere ait olan belgelerinizi getirin.

Deniz GEZGİNCİ: Sanıyorum müzede hüzünlü bir köşe de olacak ?

Zeki GENÇ: Evet müzede hüzünlü bir köşe de yer alacak. Bu köşede 1950’den sonra Almanya’da etnik kökeninden dolayı Naziler tarafından öldürülen, katledilen insanların fotoğrafları yer alacak. Onlar için burası bir anma yeri olacak. O insanlar burada Türk oldukları için hayatlarını bıraktılar. O insanların hayatları bu köşede yer alacak.

Deniz GEZGİNCİ: Müze ne zaman hizmete girecek ?

Zeki GENÇ: Müze henüz tamamlanmadı yaklaşık bir ay kadar daha zamanımız var. Tamamlanması için yoğun bir çalışma içerisindeyiz.  Almanya Göç Tarihi Müzesi (Museum der deutschen Migrationsgeschichte) 27 Ekim 2015’te saat 11.00’de Familienzentrum Trudering adresinde yapacağımız açılış ile hizmete girecek. Açılış heyecanımıza ortak olmaya herkesi bekliyoruz. 

munihinsesi.com / özel