OCTAVE SPONSORLARINA TEŞEKKÜR ETTİ

Konserin açılış konuşması Türkçe ve Almanca olarak yapılırken, açılış konuşmasının ardından sazendeler ve solistler alkışlar eşliğinde sahneye davet edildi. Kültür Bakanlığı Devlet Klasik Türk Musikisi Korosu’nun iki müzisyeni Kanuni Mehmet Dönmez ve Kemani Özkan Övek konserin şeref konuğu oldu. Octave Türk Musikisi Akademisi’ne destek veren sponsorlara teşekkür edilmesinin ardından “Çok müzik az moderasyon” sloganı ile konsere geçildi.

Octave Türk Musikisi Akademisi Koro Şefi Öztürk Şahin’in ilk bölümde sahneye Osmanlı kaftanı, ikinci bölüme de Mozart kostümü ile çıkması izleyicilerden büyük alkış aldı. Şahin; “Sahne sanatlarında sınır olmaz, sınır koyduğunuz zaman sahne sanatı olmaz” diyerek izleyenleri ve koroyu selamladı.

Türk Sanat Musikisinin nadide eserlerinin söylendiği konserin aralarında Akademinin çalışmalarından da bahseden Öztürk Şahin; “Halk müziğinden tasavvuf müziğine kadar Türk Musikisinin tüm şubelerinde eğitim vermeye çalışıyoruz. İçinde halk müziği var, Türk Sanat Müziği var, tasavvuf müziğinin önemli bir bölümü var. Konserlerimizde bütün bu Türk musikisinin bölümlerinden örnekler veriyoruz. Octaveliler öyle eğitimli ki tango bile okuyabiliyorlar” dedi.

 

Koro Şefi Öztürk Şahin konserin ardından Deniz Gezginci’nin sorularını yanıtladı…

 

Deniz Gezginci: Öztürk Bey 2,5 sene sonra dinleyicilerinizle birlikte olmak nasıl bir duygu?
  Öztürk Şahin: Muhteşem bir duygu. Bu coşkuyu görünce ve yaşayınca motivasyonumuz yükseliyor.
  Deniz Gezginci: Bugün İzmir’den çok değerli konuklarınız vardı?
  Öztürk Şahin: Evet bu akşam İzmir devlet korosunun önemli iki müzisyenini davet ettik ve burada olmalarından dolayı çok mutluyuz. Sağ olsunlar bizleri her konserimizde destekliyorlar.
  Deniz Gezginci: Koronuz kaç kişilik ve bu konsere ne kadar sürede hazırlandınız?
  Öztürk Şahin: Konsere yarım senede hazırlandık. Aslında biz pandemiden önce 50 kişilik bir koroyduk. Maalesef pandemi insanları biraz içine kapattı, korodan ayrılanlar oldu. Bir de koromuzda gençlerimiz çoktu, başka yerde üniversite kazandılar, iş yeri buldular, yer değiştirdiler, Türkiye’ye döndüler derken biraz küçüldük ama sanıyorum tekrar büyümeye başlayacağız.
  Deniz Gezginci: Konserin ilk yarısında Osmanlı kaftanı ile karşımıza çıktınız?  Bunun özel bir anlamı var mıydı?
  Öztürk Şahin: Var tabii. Dalından kopan yaprak kaderini rüzgâra bırakırmış. Ben Yeni Osmanlıcı biri değilim ama nerden geldiğim de önemli. Zira Türk Musikisi en yüksek zamanını çok büyük bestekar 3. Selim zamanında yaşadı. Tabii bu musikinin kökeni oraya dayanıyor, dolayısıyla bizim de kökenimiz öyle. Şimdi biz Cumhuriyet çocuğuyuz o ayrı mesele.  O konuda taviz de yok zaten. Ama geçmişten geleceğe dercesine amblemimizde de sol tarafta 3. Selim’in amblemi sağ tarafta da kendi tuğramızı modernize ettik. Politik bir anlamı yok tamamen musiki açısından kökenimize bağlılığı simgeliyor.
  Deniz Gezginci: Kısaca Octave’nin geçmişini özetleyebilir misiniz?
  Öztürk Şahin: Octave’yi 2003 yılında Münih’te, 2006 yılında Augsburg’ta kurduk. İlk başladığımızda aşağı yukarı 60-70 kişiydik. 2004-2005’te Prinzregententheater’da iki büyük konser verdik. Burada mütevazi olamayacağım bugüne kadar 1200 kişi ile o tiyatroyu tek dolduran koro biziz. İnşallah o ihtişama tekrar kavuşuruz. Bütün amacımız musiki öğrenirken kökenimizden kopmamak. Bizim pandemiden önce ayrıca gençlik koromuz vardı. Çocuklarımız harika Türkçe konuşuyor, bir de klasik repertuvar geçiyordu.
  Deniz Gezginci: Bugün günlerden Pazar olmasına rağmen salon yine dolu.
  Öztürk Şahin: Evet bu nedenden dolayı çok mutluyum. Türk insanın ne kadar kadirşinas olduğunu, musikisine ne kadar düşkün olduğunu ayrıca ne kadar Octaveli olduğunu görüyorum.

 

Deniz Gezginci - Münin