YİRMİ YILDIR YOLDAŞLIK EDİYORLAR
Almanya’nın Landshut şehrinde bundan yirmi yıl önce grubun davulcusu Niyazi Ertuğrul tarafından kurulan grup, solist, saz ve ud sanatçısı Mehmet Bayrakçıoğlu, gitarist Gerhard Schlereth, basçı Martin Ketzer, trompetçi Valentin Goderbauer, saksofoncu Claudio Temporale ve perküsyonist Bahadır Demirkıran isimlerinden oluşuyor. 2001 yılında Niyazi Ertuğrul’a bu isimlerin yoldaşlık etmesi ile de Türk – Batı sentezini Rock ezgileri ile buluşturan Yoldaş grubu sahne almaya başlıyor.
Geleneksel Türk müziğinin egzotik, oryantal seslerini Batı'nın harikulade, dünyevi rock müziğiyle birleştiren grup sahnede adeta devleşiyor. Yoldaş'ın enerjik müziği, geleneksel ritimler ile buluşunca ortaya enfes bir “baharat” karışımı ortaya çıkıyor.
Biz de Münihin Sesi olarak yeni verdikleri konserin ardından, henüz terlerini bile silmeden grubun Türk üyeleri Niyazi Ertuğrul, Mehmet Bayrakçıoğlu ve Bahadır Demirkıran’a mikrofonumuzu uzatıyor, bu enfes baharatın tarifini soruyoruz..
Deniz Gezginci: Yoldaş grubu ne zaman ve nasıl kuruldu ?
Niyazi Ertuğrul: Yoldaş grubunu 2001 senesinde kurdum ve yanıma yoldaş aradım.
Mehmet Bayrakçıoğlu: Grupta üç Türk, üç Alman ve bir İtalyan – Alman olmak üzere 7 kişiyiz. Uzun yıllardır Alman arkadaşlarımız da dahil olmak üzere birlikte çalıp birlikte söylüyoruz.
Deniz Gezginci: “Yoldaş” Türkiye’de genelde sol kesimin kullandığı bir isim. Grubunuzun siyasi bir yönü var mı ?
Niyazi Ertuğrul: Yoldaş kelimesinin Türkçe anlamı yola birlikte çıkmış olan. Ben bu yola çıktığımda yanıma yoldaş aradım ve o nedenle bu ismi koydum. Yoldaş ismi çok hoşuma gitti. Sizin de belirttiğiniz gibi ismimizden dolayı herkes sol bir grup olduğumuzu sanıyor ama bizim politika ile işimiz yok. Herkese hitap ediyoruz ve herkesi eğlendirmek istiyoruz.
Deniz Gezginci: Yapmış olduğunuz müziğin tarzını nasıl ifade ediyorsunuz ?
Niyazi Ertuğrul: Kafamızın arka tarafında zaten Türk ezgileri bulunuyor. Burada da uzun süre Almanlarla birlikte rock müziği yaptık. Daha sonra Türk müziği ile rock ezgilerini niye karıştırmayalım dedik ve farklı bir biçim denedik. Bizim karışımımız böyle oldu. Ben bu karışımı yemeğe lezzet katan baharat olarak tanımlıyorum.
Bahadır Demirkıran: Bizim tam olarak bir sistemimiz yok. İskeleti veriyoruz Alman arkadaşlarımız da iskeleti tamamlıyorlar. Bu işin iskeleti de içimizden ne geliyorsa onu çalıyoruz.
Mehmet Bayrakçıoğlu: Biz iskeleti veriyoruz Alman arkadaşlar da baharatını koyuyorlar.
Deniz Gezginci: Sahnede çok samimi ve rahatsınız. Bu samimiyet izleyiciye nasıl yansıyor?
Bahadır Demirkıran: Bugünkü konserde olduğu gibi izleyiciye çok iyi yansıdığını düşünüyorum. Bunun nedeni uzun süre birlikte çalmamız ve birlikte çok fazla sahneye çıkmamız. Grup arkadaşlarımla birbirimize çok alışık olduğumuz için bu sahnede bize bir samimiyet ve rahatlık getiriyor. Sanıyorum bu da dinleyicilerimize yansıyor.
Deniz Gezginci: Size yoldaşlık etmek isteyen müzik severler sizi nereden ve nasıl takip edebilirler ?
Mehmet Bayrakçıoğlu: Biz bir festival grubuyuz ve festivallere davet edildikçe gidip çalıyoruz.
Niyazi Ertuğrul: Bizim her zaman çaldığımız sabit bir yerimiz yok. Sevenlerimiz konserlerimizle ilgili detaylı bilgiyi Facebook Yoldaş sayfasından takip edebilirler.
Deniz Gezginci - Munih
Iste o roportaj