ALMANYA’DA KENDİNİ YABANİ OT GİBİ HİSSEDEN AKADEMİSYENİN ÖTEKİ BAHÇESİ
ALMANYA’DA KENDİNİ YABANİ OT GİBİ HİSSEDEN AKADEMİSYENİN ÖTEKİ BAHÇESİ
Almanya’nın en büyük sanat üniversitesi Berlin Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde 2017 yılında çalışmaya başlayan Sanatçı ve Akademisyen Dr. Işıl Eğrikavuk, kendini öteki hissettiği Almanya’da ayrık otlarından oluşan öteki bahçeyi kurdu. Öteki bahçe başkalarını ve insan ötesi canlıları kapsayan bir sürece dönüştü. İşte öteki bahçenin hikayesi…
Öğretim Üyesi Işıl Eğrikavuk, Almanya’da işe başladıktan sonra fakültedeki tek yabancı öğretim üyesi olduğunu fark etti. Derslerini İngilizce veriyordu fakat onun dışındaki her şey Almancaydı ve o sırada Almanca bilmiyordu. Toplantılara giriyor, yazışmalar ve komitelerde görev alıyordu fakat hiçbir şey anlamıyordu. Bu süreçte kendini işe yaramaz bir ot gibi hissetmeye başladı.
Korona virüsünün etkili olup tüm dünyada olduğu gibi her şeyin sessizleştiği Almanya’da üniversitenin arka bahçesine bir bahçe kurma fikri aklına geldi.
Bu bahçede sebze meyve değil, çoğu kişinin istemediği yabani otları yetiştirmek istedi. Yetiştirdiği otlar Almanya’ya göç yoluyla gelmiş bitkiler olacaktı.
Tıpkı onun gibi, göçmen…
Yabani otlar yani doğal otsular sokakta kendiliğinden yetişir, çoğu zaman istenmez, hatta işlevsiz olarak tanımlanır. Işıl Eğrikavuk da göçmenlik ve öteki olmak üzerinden, insanlar ve diğer canlıları bir araya getirmek istedi ve bahçe fikrini bir ders önerisi olarak ortaya attı.
Derse ilk başta sadece Floarian adında bir öğrenci geldi. Florian ile birlikte bir dönem boyunca çalıştılar ve zorlu bir süreçten sonra gerekli izinleri aldılar. Üniversite yönetimi, bahçeye dört adet bahçe yatağı kurmalarına izin verdi.
Bir süre sonra projeyi duyan yeni öğrenciler de onlara katıldı ve ikinci dönem sayıları 10 kişi oldu.
Ve 2022’nin Nisan ayında bahçelerini kurdular ve bahçenin adını da birlikte koydular “Öteki bahçe” …
Işıl Eğrikavuk öteki olmakla ilgili şunları söylüyor; “Öteki olmayı genelde insanlar üzerinden düşünüyoruz, oysa bitkilerin de öteki olarak tanımlananları var. Otlar bunların başında geliyor. Adına bile yabani ot, ayrık otu demişiz”
İlk ekimden bir ay sonra öteki bahçe şekillenmeye başladı. Daha sonra öteki bahçede sanat ve ekoloji üzerine sanatçı konuşmaları düzenlenmeye başlandı. Konuşmalar sonrası bir araya gelip sofralar kuruldu. Ve kış gelip hava soğuduğunda da o sofrayı Işıl Eğrikavuk ‘un ofisine taşıdılar.
Öteki bahçe büyüdükçe Işıl Eğrikavuk derslerini bahçede yapmaya başladı.
Öteki bahçenin öğrencileri derse yoga ve meditasyona başlıyorlar ve diğer canlılarla dil ötesi bir ilişki kurmanın olanaklarını araştırıyorlar. Bu aslında bir sanat pratiği. Birlikte bir komünite yaratmak.
Bugüne kadar öteki bahçeye pek çok konuşmacı davet edildi. Bahçede birçok atölye düzenledi. Bahçeye ziyarete gelen sınıflar oldu, başka sınıflara ziyarete gidip öteki bahçeyi anlattılar. Ve bahçede bazen çocuklar gibi oynadılar. Almanya’nın en büyük gazetelerinden biri öteki bahçenin hikayesini yazdı.
Bu yıl bir araştırma projesi için Münih’e taşınan Işıl Eğrikavuk, öteki bahçenin ufak versiyonunu Maximilianstrasse Kammerspiele’nin önü Habibi Kiosk galerisine kurmuş durumdu. İsteyen herkes oraya gidip öteki bahçeyi görebilir.
Öteki bahçe sayesinde Işıl Eğrikavuk ’un kendini yalnız ve öteki hissettiği bu yol, başkalarını ve insan ötesi canlıları kapsayan bir sürece dönüştü…
Bize de öteki bahçenin öteki hikayelerini yazmak düştü…
Deniz Gezginci- Münih
FacebookSayfa➤ /munihinsesi
Instagram➤ /munihinsesi
FacebookGrup➤ /groups/munihteyasayanturkler
Youtube ➤ /munihinsesi
WhatsAppGrup ➤ +905368638699
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.