ÖZLENEN BULUŞMA GERÇEKLEŞTİ

Münihli Sinemaseverler Türkische Filmtage (Türk Film Günleri)’nin 33. yıl programında üç yıl aradan sonra yeniden beyaz perdeyle buluşmanın heyecanını yaşadı. Bu yıl 24 Mart – 10 Nisan 2022 tarihleri arasında hibrit olarak düzenlenen festival geçtiğimiz perşembe akşamı Rio Filmpalast’ta “Sen Ben Lenin” filminin gösterimi ile başladı.

Büyük bir izleyici kitlesi önünde sunuculuğunu Sinema Türk yönetim Kurulu’ndan Ayşe Gülcemal Sarılı ve Margit Lindner'in gerçekleştirdiği Türkçe ve Almanca olarak yapılan açılış konuşmasında; “Üç sene sonra yeniden sinema salonlarındayız. Bu bir rüya olmalı. Beyaz perdeyi, sizlerle buluşmayı çok özlemiştik. Üç sene içinde neler olduğunu özetlersek 2020 yılında korona nedeni ile festivale bir gün kala festivali iptal etmek zorunda kaldık ve bu olay hafızalarımızda travmatik bir anı olarak yerleşti. Bir sonraki sene online olarak buluştuk. Bu sene hem online da hem de sinema salonlarında varız. Bu akşam bizi yalnız bırakmadınız, geldiğiniz için çok teşekkür ediyoruz” ifadeleri kullanıldı. Açılış konuşmalarının ardından Karadeniz kıyılarına vuran Lenin heykeliyle başı dertte bir kasabayı anlatan, gerçek bir olaydan esinlenilen “Sen Ben Lenin” filminin gösterimine geçildi. Gösterimin ardından filmin yönetmeni Tufan Taştan filmin hikayesini anlattı. Muhafazakâr bir belediye Karadeniz’in bir sahil kasabasında Lenin’in heykelini dikseydi ne olurdu?  Sorusu ile yola çıktıklarını belirten Taştan; “Filmi 2015 yılında çekmeye başladık. Yaklaşık altı yıl sürdü.  Başlarda tasarladığımız çok mekanlı, çok karakterli bir filmdi ancak yeterli bütçeyi bulamadığımız için o haliyle çekmeyi beceremedik. Daha sonra filmin bu halini 12 gün içerisinde çektik ve tamamladık.  Tek mekânda, hızlı bir şekilde yapabileceğimizin en iyisini yapmaya çalıştık. Vazgeçmedik. Projede yer alan oyuncular ve teknik ekipte yer alanlıların büyük çoğunluğu tamamen gönüllülük esasına göre hiçbir ücret talep etmeden bu projede yer aldılar” dedi.   Hem Türklerin hem Almanların filme katılım sağlamasının kendileri için mutluluk verici olduğunu belirten Tufan Taştan; “Münih’te olmak çok güzel bir duygu. Özellikle hem Türklerin hem Almanların filme katılım sağlaması, böyle bir kalabalıkla karşılaşmak, böylesine keyifli bir söyleşi yapmak bizim açımızdan mutluluk verici. Çok güzel ağırlandık, çok güzel karşılandık. Filme çok iyi bir talep vardı, seyircinin ilgisi de çok güzeldi. Bu yüzden çok mutluyum” dedi. Türk Film Günleri, 3 Nisan’a kadar Gasteig HP8’de salon gösterimleriyle ve Almanya çapında 10 Nisan’a kadar sürecek online gösterimlerle devam edecek. Festival seçkisi, 9 uzun metrajlı film, 8 belgesel ve 6 kısa metrajlı filmden oluşuyor.  Sinemaseverleri salonda özel gösterimlerin, Kadın-Queer seçkilerinin ve birbirinden değerli konuklarla salonda ya da online olarak düzenlenecek söyleşilerin yer aldığı dopdolu bir program bekliyor. Deniz Gezginci -Münih