SEZGİN İNCEEL İLE MÜZİK ÜZERİNE

Farklı Sesler 10.06.2018 - 22:40, Güncelleme: 01.12.2021 - 20:21 3113+ kez okundu.
 

SEZGİN İNCEEL İLE MÜZİK ÜZERİNE

Radyo Lora 92.4 frekansından yayın yapan Münih FM’de yayınlanan FARKLI SESLER programının bu haftaki konuğu Müzisyen, Araştırmacı, Eğitmen Sezgin İnceel oldu. Radyocu Zeki Genç’in sunduğu programda Sezgin İnceel Gazeteci Deniz Gezginci’nin sorularını yanıtladı.
Deniz GEZGİNCİ: Sezgin İnceel kimdir. Sizi tanıyabilir miyiz ? Sezgin İNCEEL: İstanbul doğumluyum. Münih’te beş buçuk senedir yaşayan bir doktora öğrencisiyim. İstanbul Üniversitesi Müzik bölümü mezunuyum. Aynı zamanda müzik öğretmeniyim. Bir taraftan da şarkı söyleyip, müzik yapıyorum. Deniz GEZGİNCİ: Neden Avrupa’nın başka bir yeri değil de Münih’i tercih ettiniz ? Sezgin İNCEEL: Zamanında bir burs almıştım ve o bursun karşılığında bir şehir seçme şansım yoktu. Açıkçası Münih biraz tesadüf oldu. Normalde bir seneliğine gelmiştim ama burası çok hoşuma gitti ve kaldım. Deniz GEZGİNCİ: Buradaki çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? Sezgin İNCEEL: Üniversitede doktora kapsamında iki dilli büyüyen (Türkçe – Almanca) ve Almanya’da yaşayan çocuklar ile onların aileleri üzerine çalışıyorum. Müzikle dil öğrenmek daha kolaydır böyle bir teori vardır. Müzikle öğrendiğimiz zaman dilde bazı şeyler kafamızda daha kolay kalır. Almanya’da büyüyen Türk kökenli çocuklar üzerinde bunu gözlemliyorum. Bu benim araştırma projem. Umarım doktora projem yakında bitecek. Bunun dışında da piyano ve şan dersleri veriyorum. Deniz GEZGİNCİ: Türk eserlerini piyano ve şan için düzenlenen modern yorumları ile sahneliyorsunuz. Sanıyorum bu düzenleme Türk müziğine değişik bir ahenk katıyor değil mi ? Sezgin İNCEEL: Bu eserleri biz uyarlamıyoruz. Türkiye’de şan bölümünde okuyan tüm öğrenciler bu eserleri zaten seslendiriyorlar. Bunun içerisinde Türk halk şarkıları da oluyor. Bende şan bölümü mezunuyum. Operalar, klasik eserleri çalışırken bu şarkılar eğitimimizin birer parçasıydı. Her birinden birer tane söylerdik. Biz bunları piyanist Maharani Chakrabarti ile bir araya getirdik. İşin içerisine piyano girdiği zaman çok ses giriyor, harmoni giriyor. Benimde kendime has bir şan söyleme tekniğim var. Deniz GEZGİNCİ: Son konserinizin adını Gemiler Giresun’a koydunuz. Neden özellikle bu ismi seçtiniz ? Sezgin İNCEEL: Bu konsere çalışmaya başladığımda ilk seçtiğim  türkülerden biri Gemiler Giresun’a idi. Ben anne tarafından da Giresunluyum. O yüzden de Giresun’a karşı ayrı bir sempatim vardır. Aslında bu bir Giresun türküsü değil Trabzon türküsü. Büyük ihtimalle gemilerle Trabzon’dan Giresun’a giden bir yere özlemi anlatan bir türkü aslında. Bizim konserlerimize gelen Türklerin de ortak teması özlem. Onu da birleştirip esprili bir anlam çıkartmayı düşündüm. Gemi olması da daha bir otantik geldi. Deniz GEZGİNCİ: Son konserinizde hangi yörelerden şarkılar seçtiniz. Bu şarkıları seçerken nelere dikkat ettiniz ? Sezgin İNCEEL: Aslında Türkiye’nin yedi bölgesine de yer vermek istedik ama maalesef bunların hepsine vaktimiz kalmadı. Çünkü çok fazla güzel eser var. Biz Karadeniz’den başlayıp kıyılardan dolaşarak Akdeniz ve Ege’ye geldik. Marmara’dan birkaç eser söyledik. Diğerlerine de umarım başka bir konserde yer veririz. Deniz GEZGİNCİ: Aynı zamanda konserde söylediğiniz  türkülerin hikayelerini de anlatıyorsunuz. Sanıyorum seçtiğiniz bu yol Türk kültürünü yabancılara anlatmanın en keyifli yollarından birisi değil mi ? Sezgin İNCEEL: Müzik aslında bütün kültürleri hem tanımamız hem de tanıtmamız açısından en güzel araçlardan bir tanesi. İnsanların konuşmasından ziyade müzikle birlikte anlaşabilmesini ben çok daha kolay buluyorum. Çok daha rahat ortak noktalar bulunabiliyor. İnsanlar daha rahat birbirlerini anlayabiliyorlar. Müziğin daha çok birlik ve beraberlik getirdiğini düşünüyorum. Her türkünün bilimsel olarak kanıtlanmış hikayesini bulmamız çok zor tabii. Ulaşabildiklerimizden, söylentilerden, hikayelerden harmanlama yapıyoruz. Ben biraz kendi yorumumu da katıyorum. Şarkıların otantik özelliklerinden bahsediyorum. Deniz GEZGİNCİ: Sizin de damarlarınızda Türk kanı dolaşıyor. Mesela yabancı bir ülkede, yabancı bir kültürde Çökertmeyi söylerken neler hissediyorsunuz.  Türklük damarlarınız kabarıyor mu ? Sezgin İNCEEL: İnsanın en iyi tanıdığı kültür kendi kültürüdür. Bir Çökertme, bir Üsküdar’a giderirken çocukluğumuzdan beri duyduğumuz türküler olduğu için onları söylerken daha farklı şeyler hissediyorum. O hislerimizde sanıyorum karşı tarafa ulaşıyor. Deniz GEZGİNCİ: Son konserinize ilgi yoğun oldu. Bana Almanlar daha kalabalıkmış gibi geldi ? Sezgin İNCEEL: Alman mı yoksa Türkler mi daha fazlaydı çok farkında değildim ama biz özellikle bir hedef kitle belirleyip yola çıkmadık. Önce bizden ne çıkıyor, ne üretebiliyoruz diye başladık. Daha sonra ulaşacağı yere ulaşır şeklinde düşündük. Hem Türklerden hem de Almanlardan çok güzel bir katılım oldu. Hatta daha farklı ülkelerden gelen insanlarda vardı. O nedenle çok mutluyum. Güzel bir ortam oldu. Benim de istediğim, beklediğim buydu. Deniz GEZGİNCİ: Konserden sonraki tepkiler nasıldı ? Sezgin İNCEEL: Çok güzel tepkiler geldi. Çeşitli çeşitli, farklı tepkiler geldi ki bu beni çok mutlu etti. Türkiye’den gelen arkadaşlarımız ne kadar güzel hep özlediğimiz ezgileri duyma fırsatımız oldu dediler. Biz bu şarkıları biliyorduk ama bu hallerini hiç bilmiyorduk diyenler oldu. Öte yandan bunları hiç bilmeyen, dilimizi anlamayan Almanlar da bizim için çok güzel bir giriş oldu dediler. Hep bir şeyler duyuyorduk ama anlamıyorduk. Çok güzel anlattın, bütün olarak kafamızda canlandı dediler. Müziğin kendine has bir dili olduğu için kelime kelime açıklamaya gerek kalmıyor. O anlamlar karşı tarafa geçiyor. Tepkilerden çok memnun kaldım. Deniz GEZGİNCİ: Değişik projeleriniz de olduğunu biliyorum. O günkü röportajımızda İngilizce parçaları yorumlayacağınız bir projeniz olduğunu söylemiştiniz. Bundan sonraki projeleriniz hakkında ki düşüncelerinizi alabilir miyim ? Sezgin İNCEEL: Şan bölümü mezunu olduğum için sadece Türk eserleri söylemiyorum. Benim çok sevdiğim türlerden bir tanesi de müzikallerdir. Özellikle 1940-50 yıllarına ait müzikleri çok severim. Maharani hanım ile böyle bir projemiz var. Bunları bir araya getirip bir konser yapmak istiyoruz. Bakalım ortaya nasıl bir şey çıkacak. Deniz GEZGİNCİ: Sizin kendi yaptığınız şarkılar da olduğunu biliyorum. Biraz da onlardan söz edebilir miyiz ? Sezgin İNCEEL: Öncelikle çok farklı tarzda yapılmış şarkılar olduğunu söyleyebilirim. Gitarla çalıp bestelediğim şarkılar var. Onları da burada Amerikalı bir müzisyen ile aranje etmeye çalışıyoruz. Daha akustik, pop-rock şarkılar diyebilirim. Deniz GEZGİNCİ: Haberi yayınladıktan sonra çoğu kişi neden bu konserden haberimiz olmadı diye hayıflandı. Sanırım konserlerinizin biraz daha duyurulmaya ihtiyacı var. Sizin müziğinize ilgi duyanlar sizi nasıl takip edebilirler ? Sezgin İNCEEL: Şu an ki en etkili ulaşım yolu facebook sayfamız. Sezgininceelmusic diye arattıkları zaman bulabilirler. Deniz GEZGİNCİ: Bu konserleri üniversite dışına çıkıp halkla buluşturma düşünceniz var mı ? Sezgin İNCEEL: Konserlerimizi sırf özellikle üniversite camiası için  düşünerek yapmıyoruz. Üniversite biraz bu etkinliği sağlayan kurum bizim için. Herkese açık, her isteyenin gelebileceği bir etkinlikti. Müziğimizin ulaşabildiği kadar çok kesime ulaşmasını istiyorum o nedenle her türlü teklife açığız. Müzik ulaştıkça, yayıldıkça güzel olan bir şey. Deniz GEZGİNCİ:  Münih’e kaliteli bir ses getirdiniz. Ben tüm dinleyicilerimizden sizi dinlemelerini tavsiye ediyorum ve emekleriniz için teşekkür ediyorum. Deniz GEZGİNCİ munihinsesi.com / özel
Radyo Lora 92.4 frekansından yayın yapan Münih FM’de yayınlanan FARKLI SESLER programının bu haftaki konuğu Müzisyen, Araştırmacı, Eğitmen Sezgin İnceel oldu. Radyocu Zeki Genç’in sunduğu programda Sezgin İnceel Gazeteci Deniz Gezginci’nin sorularını yanıtladı.

Deniz GEZGİNCİ: Sezgin İnceel kimdir. Sizi tanıyabilir miyiz ?

Sezgin İNCEEL: İstanbul doğumluyum. Münih’te beş buçuk senedir yaşayan bir doktora öğrencisiyim. İstanbul Üniversitesi Müzik bölümü mezunuyum. Aynı zamanda müzik öğretmeniyim. Bir taraftan da şarkı söyleyip, müzik yapıyorum.

Deniz GEZGİNCİ: Neden Avrupa’nın başka bir yeri değil de Münih’i tercih ettiniz ?

Sezgin İNCEEL: Zamanında bir burs almıştım ve o bursun karşılığında bir şehir seçme şansım yoktu. Açıkçası Münih biraz tesadüf oldu. Normalde bir seneliğine gelmiştim ama burası çok hoşuma gitti ve kaldım.

Deniz GEZGİNCİ: Buradaki çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?

Sezgin İNCEEL: Üniversitede doktora kapsamında iki dilli büyüyen (Türkçe – Almanca) ve Almanya’da yaşayan çocuklar ile onların aileleri üzerine çalışıyorum. Müzikle dil öğrenmek daha kolaydır böyle bir teori vardır. Müzikle öğrendiğimiz zaman dilde bazı şeyler kafamızda daha kolay kalır. Almanya’da büyüyen Türk kökenli çocuklar üzerinde bunu gözlemliyorum. Bu benim araştırma projem. Umarım doktora projem yakında bitecek. Bunun dışında da piyano ve şan dersleri veriyorum.

Deniz GEZGİNCİ: Türk eserlerini piyano ve şan için düzenlenen modern yorumları ile sahneliyorsunuz. Sanıyorum bu düzenleme Türk müziğine değişik bir ahenk katıyor değil mi ?


Sezgin İNCEEL: Bu eserleri biz uyarlamıyoruz. Türkiye’de şan bölümünde okuyan tüm öğrenciler bu eserleri zaten seslendiriyorlar. Bunun içerisinde Türk halk şarkıları da oluyor. Bende şan bölümü mezunuyum. Operalar, klasik eserleri çalışırken bu şarkılar eğitimimizin birer parçasıydı. Her birinden birer tane söylerdik. Biz bunları piyanist Maharani Chakrabarti ile bir araya getirdik. İşin içerisine piyano girdiği zaman çok ses giriyor, harmoni giriyor. Benimde kendime has bir şan söyleme tekniğim var.

Deniz GEZGİNCİ: Son konserinizin adını Gemiler Giresun’a koydunuz. Neden özellikle bu ismi seçtiniz ?

Sezgin İNCEEL: Bu konsere çalışmaya başladığımda ilk seçtiğim  türkülerden biri Gemiler Giresun’a idi. Ben anne tarafından da Giresunluyum. O yüzden de Giresun’a karşı ayrı bir sempatim vardır. Aslında bu bir Giresun türküsü değil Trabzon türküsü. Büyük ihtimalle gemilerle Trabzon’dan Giresun’a giden bir yere özlemi anlatan bir türkü aslında. Bizim konserlerimize gelen Türklerin de ortak teması özlem. Onu da birleştirip esprili bir anlam çıkartmayı düşündüm. Gemi olması da daha bir otantik geldi.

Deniz GEZGİNCİ: Son konserinizde hangi yörelerden şarkılar seçtiniz. Bu şarkıları seçerken nelere dikkat ettiniz ?

Sezgin İNCEEL: Aslında Türkiye’nin yedi bölgesine de yer vermek istedik ama maalesef bunların hepsine vaktimiz kalmadı. Çünkü çok fazla güzel eser var. Biz Karadeniz’den başlayıp kıyılardan dolaşarak Akdeniz ve Ege’ye geldik. Marmara’dan birkaç eser söyledik. Diğerlerine de umarım başka bir konserde yer veririz.

Deniz GEZGİNCİ: Aynı zamanda konserde söylediğiniz  türkülerin hikayelerini de anlatıyorsunuz. Sanıyorum seçtiğiniz bu yol Türk kültürünü yabancılara anlatmanın en keyifli yollarından birisi değil mi ?

Sezgin İNCEEL: Müzik aslında bütün kültürleri hem tanımamız hem de tanıtmamız açısından en güzel araçlardan bir tanesi. İnsanların konuşmasından ziyade müzikle birlikte anlaşabilmesini ben çok daha kolay buluyorum. Çok daha rahat ortak noktalar bulunabiliyor. İnsanlar daha rahat birbirlerini anlayabiliyorlar. Müziğin daha çok birlik ve beraberlik getirdiğini düşünüyorum. Her türkünün bilimsel olarak kanıtlanmış hikayesini bulmamız çok zor tabii. Ulaşabildiklerimizden, söylentilerden, hikayelerden harmanlama yapıyoruz. Ben biraz kendi yorumumu da katıyorum. Şarkıların otantik özelliklerinden bahsediyorum.

Deniz GEZGİNCİ: Sizin de damarlarınızda Türk kanı dolaşıyor. Mesela yabancı bir ülkede, yabancı bir kültürde Çökertmeyi söylerken neler hissediyorsunuz.  Türklük damarlarınız kabarıyor mu ?

Sezgin İNCEEL: İnsanın en iyi tanıdığı kültür kendi kültürüdür. Bir Çökertme, bir Üsküdar’a giderirken çocukluğumuzdan beri duyduğumuz türküler olduğu için onları söylerken daha farklı şeyler hissediyorum. O hislerimizde sanıyorum karşı tarafa ulaşıyor.

Deniz GEZGİNCİ: Son konserinize ilgi yoğun oldu. Bana Almanlar daha kalabalıkmış gibi geldi ?

Sezgin İNCEEL: Alman mı yoksa Türkler mi daha fazlaydı çok farkında değildim ama biz özellikle bir hedef kitle belirleyip yola çıkmadık. Önce bizden ne çıkıyor, ne üretebiliyoruz diye başladık. Daha sonra ulaşacağı yere ulaşır şeklinde düşündük. Hem Türklerden hem de Almanlardan çok güzel bir katılım oldu. Hatta daha farklı ülkelerden gelen insanlarda vardı. O nedenle çok mutluyum. Güzel bir ortam oldu. Benim de istediğim, beklediğim buydu.

Deniz GEZGİNCİ: Konserden sonraki tepkiler nasıldı ?

Sezgin İNCEEL: Çok güzel tepkiler geldi. Çeşitli çeşitli, farklı tepkiler geldi ki bu beni çok mutlu etti. Türkiye’den gelen arkadaşlarımız ne kadar güzel hep özlediğimiz ezgileri duyma fırsatımız oldu dediler. Biz bu şarkıları biliyorduk ama bu hallerini hiç bilmiyorduk diyenler oldu. Öte yandan bunları hiç bilmeyen, dilimizi anlamayan Almanlar da bizim için çok güzel bir giriş oldu dediler. Hep bir şeyler duyuyorduk ama anlamıyorduk. Çok güzel anlattın, bütün olarak kafamızda canlandı dediler. Müziğin kendine has bir dili olduğu için kelime kelime açıklamaya gerek kalmıyor. O anlamlar karşı tarafa geçiyor. Tepkilerden çok memnun kaldım.

Deniz GEZGİNCİ: Değişik projeleriniz de olduğunu biliyorum. O günkü röportajımızda İngilizce parçaları yorumlayacağınız bir projeniz olduğunu söylemiştiniz. Bundan sonraki projeleriniz hakkında ki düşüncelerinizi alabilir miyim ?

Sezgin İNCEEL: Şan bölümü mezunu olduğum için sadece Türk eserleri söylemiyorum. Benim çok sevdiğim türlerden bir tanesi de müzikallerdir. Özellikle 1940-50 yıllarına ait müzikleri çok severim. Maharani hanım ile böyle bir projemiz var. Bunları bir araya getirip bir konser yapmak istiyoruz. Bakalım ortaya nasıl bir şey çıkacak.

Deniz GEZGİNCİ: Sizin kendi yaptığınız şarkılar da olduğunu biliyorum. Biraz da onlardan söz edebilir miyiz ?

Sezgin İNCEEL: Öncelikle çok farklı tarzda yapılmış şarkılar olduğunu söyleyebilirim. Gitarla çalıp bestelediğim şarkılar var. Onları da burada Amerikalı bir müzisyen ile aranje etmeye çalışıyoruz. Daha akustik, pop-rock şarkılar diyebilirim.

Deniz GEZGİNCİ: Haberi yayınladıktan sonra çoğu kişi neden bu konserden haberimiz olmadı diye hayıflandı. Sanırım konserlerinizin biraz daha duyurulmaya ihtiyacı var. Sizin müziğinize ilgi duyanlar sizi nasıl takip edebilirler ?

Sezgin İNCEEL: Şu an ki en etkili ulaşım yolu facebook sayfamız. Sezgininceelmusic diye arattıkları zaman bulabilirler.

Deniz GEZGİNCİ: Bu konserleri üniversite dışına çıkıp halkla buluşturma düşünceniz var mı ?

Sezgin İNCEEL: Konserlerimizi sırf özellikle üniversite camiası için  düşünerek yapmıyoruz. Üniversite biraz bu etkinliği sağlayan kurum bizim için. Herkese açık, her isteyenin gelebileceği bir etkinlikti. Müziğimizin ulaşabildiği kadar çok kesime ulaşmasını istiyorum o nedenle her türlü teklife açığız. Müzik ulaştıkça, yayıldıkça güzel olan bir şey.

Deniz GEZGİNCİ:  Münih’e kaliteli bir ses getirdiniz. Ben tüm dinleyicilerimizden sizi dinlemelerini tavsiye ediyorum ve emekleriniz için teşekkür ediyorum.

Deniz GEZGİNCİ
munihinsesi.com / özel

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve munihinsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.